| Söylemedikleri bir şey varki, koltukta Dekanın kızı ile berabermiş. | Open Subtitles | ما لم يقوله أنه كان على الأريكة مع ابنة العميد |
| Bu günlerde, Dekanın öğrenci müfredatı üzerine daha fazla etkisi var. | Open Subtitles | تعرف، في هذه الأيام العميد لديه نفوذ أكبر على منهاج طلابه |
| Tek sorun, aptal Dekanın havai fişekleri kayıt odasında saklamış olması. | Open Subtitles | و لكن العميد السخيف خزن كل الألعاب الناريه في غرفة السجلات |
| Dekanın oğlunun fotoğrafını gösterip "kızınız ne zaman doğuracak?" diye sordun. | Open Subtitles | حسناً، لقد أشرت إلى صورة إبن العميد .وسألت متى موعد ولادتها |
| Bunun yerine, sırtımda Dekanın hedef tahtası var. | Open Subtitles | ، وبدلاً عن ذلك حصلت على استهداف العميدة لي |
| En azından Dekanın ofisine beraber gidebilir miyiz? Ne, şimdi mi? | Open Subtitles | هل يمكن أن نمشي معك على الأقل إلي مكتب العميد ؟ |
| Dekanın bir konuşması öğrencileri güvende hissettirmek üzerineydi. | Open Subtitles | عظة من العميد بشأن جعل الطلاب يشعرون بأمان أكبر |
| Dekanın bugün anlattıklarını yuttun mu? | Open Subtitles | هل أنت مقتنع بكل كلمة قالها العميد اليوم؟ |
| Dekanın görevleri arasında en tatmin edici olanı, bir meslektaşının rüyasının gerçek olduğunu görmektir. | Open Subtitles | من بين واجبات العميد أهم واجباته أن يرى أحلام الدارسين تتحقق |
| Dekanın evi spor salonunu geçince. Acele edin. Yemek bir saat sonra. | Open Subtitles | يا رفاق، بيت العميد يقع بجوار الجيم، أسرعوا |
| Dekanın öldürüldüğü gün giydiğin giysileri istiyoruz. | Open Subtitles | نحتاج الملابس التي كنت ترتدينها في يوم مقتل العميد |
| Pekala, o zaman gidip Dekanın bir şeyler bilip bilmediğini öğrenmenin onurunu yaşayalım. | Open Subtitles | حسناً إذاً أعطنا شرف البحث عما قد يعرف العميد عن كل منهم |
| Geçen sömestır Dekanın yerine geçtin değil mi? | Open Subtitles | لقد كنت محل العميد في منتصف الفصل الدراسي في العام الماضي ، أليس كذلك؟ |
| Uzmanlık alanın Dekanın odasına öküz koymak olmalı. | Open Subtitles | اختصاصك يجب أن يكون وضع بقرة في مكتب العميد |
| Dekanın halkı çok şey olabilir ama dakik olmama onlardan biri değil. | Open Subtitles | يمكننا إلقاء الكثير من اللوم على العميد وعائلته، باستثناء الوصول متأخراً لا تقلقي كثيراًَ |
| Zaten küçük Dekanın da bunu yapmak isteyip istemediğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لست متيقناً حتى إذا كان العميد الصغير جاهز لهذا، |
| Bu çok şaşırtıcı çünkü geçen dönem, ...Dekanın listesine girmiştim, tuhaf bir çelişki. | Open Subtitles | وهو أمر مفزع جدا , لأنني في الفصل الدراسي الماضي وصلت الى قائمة العميد , لذا هناك تناقض كبير في الأمر |
| Son soru, zor olduğunu biliyorum, ama Dekanın müzik listesini kapatan oldu mu? | Open Subtitles | حسناً آخر سؤال, و أعرف أن فرصة حدوثة ضعيفة هل قام أحدكم باغلاق قائمة العميد الموسيقية؟ |
| Eğer orada bir şey olduysa Dekanın ofisinde kayıtları vardır, değil mi? | Open Subtitles | وإذا كان قد حدث شئ هُناك فستكون هُناك ملفات فى مكتب العميدة ؟ أليس كذلك ؟ |
| Her nasılsa, bir içki, iki oldu daha sonra üç ve daha sonra Dekanın aptal yeğeni içeri geldi ve kız arkadaşımla yattığını ve benim dışımda herkesin bunu bildiğini söyledi. | Open Subtitles | لكن الشراب الاول أصبح فيما بعد إثنان و بعد ذلك ثلاثة وبعد ذلك هذا الأبله إبن أخو عميد الجامعة |
| Evet, çok şey başarmışsın. Dekanın şeyine parmağını sokmuşsun. | Open Subtitles | نعم، فعلتِ الكثير قمتِ بالتحرش بالعميد |
| Bu sabah Dekanın bahçesindeymişler gibi. | Open Subtitles | مثل ما كَانوا هذا الصباحِ في الأرضِ خارج مكتبِ العميدَ. |