| Eğer beni öldürecekseniz, lütfen en azından bana saygı gösterip buna götürme demeyin. | Open Subtitles | ان كنتم ستقتلوني، على الأقلّ أرني بعض الاحترام و لا تقل أنكم ستنقلونني |
| Bana, Maria Tura'yı daha önce duymadım demeyin. | Open Subtitles | لا تقل لي بأنك لم تسمع من قبل بماريا تورا |
| Böyle şeyler demeyin. Beni yanlış anlamışsınız. | Open Subtitles | لا تقل أمراَ كهذا حقاَ أنت تسييء فهمي بالكامل |
| Ağacın batıya göç eden kısmını gönderiyorum ve uyarmadı demeyin sakın. | Open Subtitles | سأرسل الجزء الذي هاجر للغرب و لا تقولوا أنني لم أحذركم |
| Ya bana oğlum demeyin, ya da bana oğlunuz gibi davranın. | Open Subtitles | أمّا أنت لا تدعوني الإبن، أو أنت تعامليني مثل إبن |
| Ben de yalnızca ilave salata alacağım. Ve lütfen bana hanımefendi demeyin. | Open Subtitles | سأتناول السلطه الجانبيه ورجاء لا تناديني بالسيده |
| Ekibimiz dışlanmış ve uyum sağlayamayan kişilerden oluşuyor. O yüzden bize kahraman demeyin. | Open Subtitles | "نحن فريق أفراد منبوذين ومتنافرين، فرجاء لا تدعونا أبطالًا" |
| Hepiniz şebeksiniz. - Lütfen! "Şebek" demeyin. Bu aşağılayıcı bir şey. | Open Subtitles | أنتم كلكم قرود رجاً ، لا تقل قرد هذا بذئ |
| Öyle demeyin, Usta. Siz benim babam sayılırsınız. | Open Subtitles | لا تقل هذا يا معلمي أنت أقرب ما يكون إلى أب لي |
| Öyle demeyin, sizin faziletiniz benimkinden iyidir. | Open Subtitles | لا تقل ذلك لقد غمرتموني بأفضالكم يا أخي العزيز |
| Köpeğidir. Böyle demeyin. Siz bizim gözbebeğimizsiniz. | Open Subtitles | لا مولانا، لا تقل ذلك أنت إمامنا، و نور أعيننا |
| Müfettiş Wong, sakın operasyonu yöneteceğim demeyin. | Open Subtitles | رجاءاً لا تقل أنك ستقود هذا الفريق ايها المفتش وونغ |
| Unuttum demeyin. Beyninize kazıdım onu. | Open Subtitles | لا تقل لي بإنك نسيتها لقد ختمتها في عقولكم |
| -Hey, sakın hâlâ ad oyunu oynuyoruz demeyin. -Bu bir süreç. | Open Subtitles | مهلا، لا تقل لي أننا لا تزال تلعب لعبة الاسم. |
| Komiser, siz yine bir şey demeyin ama Reno Polisinden haber geldi. | Open Subtitles | حضرة الملازم لا تقل شيئاً ، لكن قسم شرطة "رينو" قالوا لي |
| Öldüyse öldü deyin. Aksilik oldu demeyin, oğlun öldü deyin! | Open Subtitles | لأنه لو مات ، اخبرونى فقط انه مات ولكن لا تقولوا لى انه قد حدث شىء خطأ |
| Hoşçakal demeyin sakın çünkü kısa zamanda gelseniz iyi olur. | Open Subtitles | ولا تتجرؤا ان تقولوا مع السلامة لأنه الأفضل أن تعودوا قريباً |
| Bu bir tuzak, uyarmadı demeyin. | Open Subtitles | إنه فخ, لا تقولوا أني لم أحذركم تجاهلوها |
| Ya bana oğlum demeyin, ya da bana oğlunuz gibi davranın. | Open Subtitles | أمّا أن لا تدعوني إبني أو تعامليني كالإبن |
| Ona binmenizi öneririm. Ve bana "şef" demeyin. | Open Subtitles | أقترح بأن تركبها و لا تناديني يالرئيسة |
| Ekibimiz dışlanmış ve uyum sağlayamayan kişilerden oluşuyor. Bu yüzden bize kahraman demeyin. | Open Subtitles | "نحن فريق أفراد منبوذين ومتنافرين، فرجاء لا تدعونا أبطالًا" |
| - İyileşmesi iki haftayı bulur. Bize bir şey demeyin dedi. | Open Subtitles | سيتغرق الأمر إسبوعين ليشفى، لذا طلب منا أن لا نقول شىء لإحد فى المكتب. |
| Kızılderili demeyin bize | Open Subtitles | لا تنادونا بالهنود |
| Lütfen aşırı doz demeyin. | Open Subtitles | لا تقولا لي رجاءاً أنه تعاطى جرعة زائدة من المخدرات |
| Aslında, lütfen bana 'Efendim' demeyin. | Open Subtitles | في الواقع، رجاءً لا تدعيني بـ"سيّدي". احفظي ذلك له. |
| Onlara "selam anne" falan demeyin. Bunlar bayat laflar. | Open Subtitles | لن نعطيهم مشهداً من الفرحة الغامرة إنها مستهلكة جداً |