| (Kahkaha) Bu durum, iyi tasarımın ve demokrasinin bir arada olamayacağını | TED | ذلك محبط بما فيه الكفاية لجعلك تفكر أن التصميم الجيد و الديمقراطية ببساطة لا يتماشيان مع بعضهما البعض |
| demokrasinin bir sonucu bu. | Open Subtitles | سيبقى دائما ذلك النقاش قائما وذاك هو الجزء من متعة الديمقراطية |
| Ve insanlarla diyaloğa girdiğimde, hatırlıyorum, mesela Irak'taki bir toplulukla olan bir diyalog sırasında hemen orada gördüğümüz ayaklanmanın, il meclisi binasını alt üst eden büyük bir kalabalıktı, yeni demokrasinin bir alameti olup olmadığı soruldu. | TED | وعندما أتحدث عن ذلك مع الناس، أذكر أني، على سبيل المثال، تحدثت مع ناشط من العراق، وقد كنا في منطقة تشهد حالة شغب حيث كانت هناك عصابات تحاول نهب قنصلية في أحد الأقاليم، فسألني هل هذه نتائج الديمقراطية الجديدة ؟ |
| O an hissettim ki, Çin Komünist Partisi ve Lee Kuan Yew bundan daha iyi haklı çıkarılamaz. Keza, bana demokrasinin bir şeyleri değiştirme ihtimali olsaydı yasaklanmış olacağını söyleyip duran dik başlı arkadaşlarım da öyle. | TED | في تلك اللحظة، شعرتُ أنه لم يعد هناك الإثبات الأكبر لصحة كلام لي كيوان يو، أو الحزب الشيوعي الصيني، في الواقع، فما زال بعض أصدقائي المتمردين يقولون لي بأنه سيتم حظر الديمقراطية إذا هددّت بتغيير أي شيء. |