| Bu Avrupa ve liberal Demokrat dünyanın birçok yerinde görülen bir durum. | TED | هذا الأمر يتكرر في أنحاء أوروبا وجزء كبير من العالم الديمقراطي الليبرالي. |
| Biz çok liberal bir şehirde yaşadık ve babam Demokrat Parti'de bir politikacıydı. | TED | كنا نعيش في مدينة ليبرالية جدًا و كان والدي سياسيًا تابعًا للحزب الديمقراطي. |
| Asla. Son 30 yılda 73 Demokrat başkan adayı oldu, kaç tanesi kazandı? | Open Subtitles | مستحيل , منذ 30 عاماً حوالي 30 ديمقراطي ترشحللرئاسة,و العددالذي انتصرهو3.. |
| Bugünün Demokrat senatörü, yarının Başkan Yardımcısı. | Open Subtitles | نائب كونجرس ديمقراطي اليوم، ونائب لرئيس الجمهورية غداً. |
| Ve zamanda yolculuk yaparak 3 Şubat'a gidersek, O tarihte Hilary Clinton Demokrat'ların başkan adayı olacak gibi görünüyordu. | TED | اذا رجعتم الى ذلك الوقت في الثالث من فبراير، لقد بدى أن هيلاري كلينتون ستحصل على ترشيح الحزب الديموقراطي. |
| Neden? Çünkü Cumhuriyetçi ve Demokrat valiler kurdela kesmeye bayılırlar. | TED | لأن الحكام الديمقراطيين والجمهوريين يحبون قطع الأشرطة. |
| Todd hiç anlamıyor. O bir Demokrat. Bağışları seviyorlar. | Open Subtitles | تود لايتفهم أبداً هو ديموقراطي أنهم يحبون الصدقات |
| Vazgeç artık, Anne. Sırf Demokrat olduğu için birisini vasiyetinden çıkaramazsın. | Open Subtitles | أمي ، لا يمكنك أخراج الاشخاص من الوصية ، لمجرد أنهم من ديمقراطيين |
| Bu sebepten başkanlık için sunduğum Demokrat adaylığımı geri çekiyorum. | Open Subtitles | ولهذا السبب سأنهي حملتي .. لأكون مرشح الحزب الديمقراطي.. للرئاسة.. |
| Ben de bir Demokrat olarak bunu son derece olağan dışı buluyorum. | Open Subtitles | عليّ القول أنّه بصفتي زميلاً في الحزب الديمقراطي هذا غير اعتيادي أبداً |
| görevdeydi. Hiçbir seçimi kaybetmemiş ve Demokrat ön seçimlerinde onun karşısına aday dahi çıkmamıştı. | TED | لم تخسر أي سباق أبدا، ولم يقم أي أحد حتى بالترشح ضدها في انتخابات الحزب الديمقراطي. |
| Kendinizi Demokrat mı, Cumhuriyetçi mi, yoksa Bağımsız olarak mı addediyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتبر نفسك ديمقراطي أم جمهوري أو مستقل؟ |
| Kamerayı buraya Cumhuriyetçi bir casus ya da benden oy çalmak isteyen Demokrat bir aday koymuş olabilir. | Open Subtitles | أي موظف جمهوري يمكن أن يكون وضعها أو حتى أي ديمقراطي يتمنى أخذ مكاني لكن حين اكتشفت أن أحدهم يسجل تحركاتك |
| Köleliği kaldırmak için oy verecek yirmi Demokrat, öyle mi? | Open Subtitles | الـ20 ديمقراطي في المجلس سيصوتون لإلغاء العبودية |
| Çok ilginçti, gözlerim dinleyiciler arasında beyaz giymeyen Demokrat kadın vekiller arıyordu. | TED | كان الأمر مشوقا، لأنني كنت أرقب الحضور، محاولة لرؤية نساء الحزب الديموقراطي اللاتي لم تردين الزي الأبيض. |
| 1968 senesinde Demokrat Parti kurultayı olmuştu. -Halloldu Lemon. | Open Subtitles | كان عام 1968 م أثناء المؤتمر الديموقراطي |
| Sadece üç veya dört yoldaştık ve geri kalan herkes sosyal Demokrat ve burjuva demokrattı. | Open Subtitles | حيث كنا فقط ثلاثة أو أربعة رفاق مع تواجد غيرنا الكثير من الديمقراطيين الاشتراكيين والديمقراطيين البرجوازيين وهلم جرا |
| Haklısınız. Adam, Liberal Demokrat Partisi'nden sonuçta. | Open Subtitles | لا بأس، إنه من حزب الليبراليين الديمقراطيين على أية حال |
| -Bir bahane bulmam gerekirse belki liboş bir Demokrat komünistle konuşmak istemediğini söylerdim. | Open Subtitles | لو كنت ساخمن سبباً لقلت أنني لا أريد ان أجتمع مع شخص شيوعي ديموقراطي تحرري زهري اللون |
| İster Demokrat ister Cumhuriyetçi olun. | Open Subtitles | بل إنه واجب على الجميع لا يهم ما إذا كنتم ديمقراطيين أو جمهوريين |
| İster Demokrat ister cumhuriyetçi olalım, çoğu zaman fikirleri önemsemiyoruz. | TED | نقضي وقتاً كبيراً في رفض الأفكار باعتبارها ديمقراطية أو جمهورية. |
| Demokrat jüriler tarafından yargılanmakta olan Demokrat bir Vali kendisi. | Open Subtitles | إنه حاكماً ديموقراطياً يُحكم عليه من قِبل هيئة محلّفين ديموقراطية |
| Önümüzdeki haftalarda Demokrat parti yönetimi sizlere Amerika Mesaide isimli bir program tanıtacak. | Open Subtitles | في الأسابيع القليلة المقبلة، الرئاسة الديمقراطية ستقدم برنامج مسمى "أشغلل أمريكا" |
| Hoşuna gitse de gitmese de sen Demokrat Parti'nin başkan adayısın. | Open Subtitles | انت مرشح الحزب الديمقراطى للرئاسه سواء شئت ام ابيت |
| Duyduklarınız, hayatı boyunca Cumhuriyetçi olan birinin, bir Demokrat hakkındaki yorumlarıdır. | Open Subtitles | ما ستسمعه هو رأي الجمهوري الأزلي عن الديموقراطية |
| Dünyada en çok Demokrat orada varmış. | Open Subtitles | ومذكور أيضا أن بها أكثر الديموقراطيين بالعالم |
| Demokrat Parti içinde başkandan daha güçlü olduğunu düşünecek ve Güneyliler ayrılacak. | Open Subtitles | ذوي البشرة السوداء يملكون سلطةٍ أكبر في الحزب الديمُقراطيّ. من تلك الّتي يملكها الرئيس. والجنوب سينشق بأجمعه. |
| Onlar için zevklerim konusunda aşırı Demokrat biriyim. | Open Subtitles | أنا ديمقراطى جداً معهم |
| Yani bugün burada, bir Cumhuriyetçi veya Demokrat olarak bulunmuyorum. | Open Subtitles | لذا فأنا هنا لست كجمهورى و لا ديموقراطى و لا ماسونى و لا غير ذلك |