| - Bizler Maximilian'den emir almayız, Albay Longdon. | Open Subtitles | نحن لا نأخذ أي أوامر من ماكسيميليان، عقيد لانغدون |
| Bu adamların Bay Buckley'den emir alıp almadıklarını bilmenin imkanı yok değil mi? | Open Subtitles | ولا يمكنك أن تعرف ما إذا كان هؤلاء الرجال قد تلقوا أوامر من السيد باكلي أم لا؟ |
| Evet, biliyoruz. Ancak hepsi Yönetici'den emir alıyor. | Open Subtitles | أجل، نعرف، لكن هذا يتطلب أوامر من "المدير". |
| - Wo Fat'den emir almayı bıraktı ve bu hayatına mâl oldu. | Open Subtitles | والدي توقف عن أخذ الأوامر من ووفات ودفع حياته مقابل ذلك |
| Sadece TSA'den emir alırım. | Open Subtitles | أنا أتلقى الأوامر من إدارة الأمن الوطني فقط |
| Kraliçe'den emir var. | Open Subtitles | أحمل أوامر من الملكة |
| Gerçekten Jackson'ın Coin'den emir aldığına inandığını mı düşünüyordun? | Open Subtitles | هل تعتقدين، حقّاً، أنّ (جاكسون) صدّقتْ أنّ لديكِ أوامر من (كويْن)؟ |
| Langley'den emir aldım. | Open Subtitles | لدي أوامر من "لانغلي". |
| Kendisine itaat edeceksiniz. Herkes Müdür Munsey'den emir alacak. | Open Subtitles | . سوف تطيعونه (سوف تتلقون كل الأوامر من المأمور (مانسي |
| Simon Crowley'den emir alan masum bir kadın. | Open Subtitles | امرأى بريئة تتلقى الأوامر من (سيمون كراولي). |
| Saddam Hussein'den emir alırım. | Open Subtitles | أنا أتلقى الأوامر من (صدام حُسين). |