| Ben ajan Nevil Flynn FBl, Şu an konuştuğunuz adam bu işi yapabilecek deneyime sahip olan tek adam. | Open Subtitles | انا العميل نيفيل فلين من الاف بي اي انت تتحدث مع شخص لديه الخبره |
| Bak, ileri bir teknoloji ile uğraşıyoruz ve işe yarayacak deneyime sahibiz. | Open Subtitles | أنظر , إننا نتعامل مع تقنيه متقدمه جداً و لدينا بعض الخبره قد تكون نافعه |
| Biraz ters giden bir deneyime katıldı. | Open Subtitles | لقد كان جزء من تجاربي التي أتت بنتيجة عكسية. |
| Yine de o kızı deneyime dâhil etmeyeceğim. | Open Subtitles | مازلت لن أدخل هذه الفتاة في تجاربي. |
| Ve birden ortak bir deneyime dönüştü, ve şimdi artık gülebileceği komik bir olay oldu. Tren şimdi 6 nolu hattaki | TED | وبعد ذلك عندما أصبحت تجربة مشتركة، كانت ممتعة و مثيرة لضحكها. يمر القطار نحو |
| Psikologlara göre öğrenme, davranışta meydana gelen deneyime bağlı uzun süreli değişimdir. | TED | يعتبر علماء النفس التعلم تغييراً طويل المدى في السلوك ومبني على الخبرة. |
| Genç insanlara şunu sormak gerek: en fazla cinsel deneyime sahip olan kişi kim? | TED | وإنه يستحقُ أن نسأل الشباب: من هو أكثر شخص ذو خبرة جنسية؟ |
| Hayatım boyunca beklemiş olduğum son deneyime hoşgeldin. | Open Subtitles | مرحباً فى أخر تجاربى التجربة التى كنت أنتظرها طوال حياتى. |
| Ben deneyime dayalı bir hüner sunuyorum. | Open Subtitles | إنني أقدّم لهم الإطلاع بناءً على الخبره. |
| Bunları bilecek deneyime sahipsin. | Open Subtitles | لديك الخبره لتعلم هذه الأشياء |
| Henry benim klinik deneyime katılacak. | Open Subtitles | سيكون " هنري " ضمن تجاربي السريرية |
| Meredith'in hasta bebeğini onu deneyime dâhil edeyim diye bana duygu sömürüsü yapmak için kullanıyor olamazsınız! | Open Subtitles | أنت لن تستخدم طفلة (ميرديث) المريضة لأشعر بالذنب وأدخلها في تجاربي. |
| Şimdi anlayabilirsiniz, motosiklet kullanmak gibi yoğun bir deneyime yakın dahi değildir. | TED | والآن يمكنكم أن تشاهدوا, أنه ليس حتى بإمكان تجربة انفعالية كركوب الدراجة النارية أن تقارب النتيجة الأفضل. |
| Hatta laboratuvardaki bir eleman, erkek faredeki dişi fare anıları yeniden canlandırabilmiş, hatta diyorlar ki zevkli bir deneyime dönüştürmüş. | TED | الآن أحدهم في المختبر كان قادراً أن يعيد تفعيل ذكريات أنثى الفئران في فئران ذكور، يقال إنها تجربة ممتعة. |
| Bunu üretken bir deneyime dönüştürmeyi başaracaklardır. | TED | سيكون بإمكانهم تحويلها إلى تجربة بنّاءة |
| Binbaşı Carter bu görev için gerekli deneyime sahip. | Open Subtitles | ميجور كارتر تمتلك الخبرة المناسبة لمثل هذه المهمة |
| ..bilgiye, deneyime ve Yıldız Geçidi'ni çalıştırma kapasitesine sahip tek teşkilattır. | Open Subtitles | لديها المعرفة، الخبرة والمهارة لإدارة البوابة النجمية |
| Hayır. Kişisel kazancın için insanların kariyerini yok edecek bir deneyime sahipsin. | Open Subtitles | حسناً لا لا لديك الكثير من الخبرة لكي تدمري أعمال الناس من أجل لعبتك الشخصية |
| Bilgelik, deneyime dayanır; ama doğru deneyimlerin yaşanması gerekir. | TED | فالحكمة تعتمد على الخبرة، وليس أية خبرة وحسب، |
| Onun kan örnekleri olmadan, deneyime yeniden başlamam gerek. | Open Subtitles | بدون عينة من دمائها .. فسأضطر لبدء تجاربى ثانية |