| denizaltındaki herkesi tehlikeye soktuğunuzun farkında mısınız? | Open Subtitles | اتدركين انك عرضت حياة كل من علي هذه الغواصة للخطر يا دكتورة؟ |
| Altını o kadar çok istiyor ki, elde etmek için denizaltındaki herkesi öldürebilir. | Open Subtitles | أنت متمسك برغبتك في الذهب، سيقتل كل من على الغواصة للحصول عليه. |
| Beyaz şövalye ve kara şövalye sihirli kutunun içindeki haritayı kullanarak, denizaltındaki hazineyi bulmak için birlik olmuşlar. | Open Subtitles | ثم وباستعمال الصندوق السحري الحاوي على الخارطة بداخله تشارك الفارس الابيض مع الفارس الاسود لايجاد الكنز في الغواصة |
| Siz değilsiniz. Ama denizaltındaki doktorlar... | Open Subtitles | ليس أنتم , بل الأطباء في الغواصة |
| Beni öldürürsen, denizaltındaki herkesi de öldürmüş olursun. | Open Subtitles | إذا قتلتني، فستقتل كل من على الغواصة. |
| denizaltındaki her deliği kontrol edeceğiz. | Open Subtitles | تفقدوا كل قمرات الغواصة |
| Efendim, o denizaltındaki veriler yıllarca ulusal güvenliğe yıkıcı etkiler yapabilir. | Open Subtitles | سيدتي، المعلومات في الغواصة يمكن أن يكون مدمرا (للأمن القومي) لسنوات قادمة |
| denizaltındaki varlığımız, Simonov. | Open Subtitles | عميلنا على مثن (الغواصة)، (سيمونوف) |