| Kahverengi ve deriden üzerinde baş harflerim var ve sanırım bu. | Open Subtitles | إنها صغيرة بنية اللون. مصنوعةٌ مِن الجلد. عليها أول حروف اسمي. |
| O zaman deriden kan lekesi çıkarmanın çok zor olduğunu biliyorsundur. | Open Subtitles | حسناً، فأنت تعرف إذن أن غسل الدم عن الجلد مؤلم جداً. |
| O nedenle, gerçekten hiçbir bahanemiz olmayacak gelecekte giydiğimiz şeylerin deriden yapılmamış olması için | TED | لذلك فلن يكون لك أي عذر لعدم لبس كل ملابسك من الجلد في المستقبل |
| - Aynı zamanda sağlam dikişli kaliteli deriden yapılma çok pahalı bir yarışçı tulumu giymişti. | Open Subtitles | وكان يرتدي أيضا مكلفة دعوى سباق . جلد ممتاز، عززت خياطة. |
| Üçüncü evlilik yıldönümleri olmalı. deriden hediyeler bunu işaret ederler. | Open Subtitles | لابدّ أنّها كانت الذكرى السنوية الثالثة الجلود تعطى للإحتفال به |
| Ama biz bütün paramızı hakiki deriden futbol topu almak için biriktiriyoruz. | Open Subtitles | أما نحن فندّخر نقودنــا لشراء كرة قدم جلدية أصلية |
| Hücreler matristen büyürler, öldükleri deriden ortaya çıkıp su geçirmez bir kılıf şeklinde sertleşirler. | TED | تنمو الخلايا من القالب، خارجةً من الجلد حيث تموت وتتصلّب داخل غلاف مقاوم للماء. |
| Otur, uyu ve oyna deriden yapılmış büyük bir jeodezik adada. | TED | مقعدك، مكان نومك و لعبك في جزيره مصنوعه من الجلد. |
| Deniz suyunda bekletilmiş ve güneşte kurutulmuş çeyrek inçlik deriden yaptı. | Open Subtitles | لقد صنعها من من ربع بوصة من الجلد المجفف تحت الشمس ومغرّقة بالماء المالح |
| Ama hala Bulldog için ham deriden bir çiğneme oyuncağı vardı. | Open Subtitles | و لكن يقي لبولدوغ احدى الدمى من الجلد الخام ليمضغها |
| Sen yolda ezilmiş bir hayvanın kürkünden... şapkan ve yeni yüzülmüş deriden çantanla okula geldiğinde... beğenilen biri olmayı öğrendim. | Open Subtitles | عندما كنت في المدرسة ولديك قبعة القتل وحقيبتك ذات الجلد الجديد تعلمت كيف أكون سعيدة |
| Motley Crue'nun şarkıcısı Vince Neil ile deriden dantele geçişi konuşmaya... | Open Subtitles | للتحدث مع المغني الرئيسي من متنافرة كرو، فينس نيل، على كيف تحولت صورة من هیفی میتال من الجلد لربط الحذاء. |
| O deriden Ben Hatfield'in ağzında bulduk. | Open Subtitles | تم العثور على قطعة من أن الجلد على وظيفة زرع في الفم بن هاتفيلد. مزقتها الفرقة ووتش. |
| deriden kurtulmak için sadece anal çıkışındaki bağlayıcı kasları kesmelisin. | Open Subtitles | اقطع العضلات الرابطة عند فتحة الشرج من أجل أن تنزع الجلد |
| Ve şuna bak, her şey özel deriden yapılmış, en iyisi. | Open Subtitles | ويبدو، كلّ شيء حسب الطّلب وضع الجلد ، لأنه أفضل |
| Bu şey deriden deriye geçebiliyor, muhtemelen ona da geçti. | Open Subtitles | ،ينتقل الفيروس من الجلد للجلد لذا من المحتمل أنّها أصيبت به |
| deriden kurtulmak için sadece anal çıkışındaki bağlayıcı kasları kesmelisin. | Open Subtitles | اقطع العضلات الرابطة عند فتحة الشرج من أجل أن تنزع الجلد |
| Kıçının değdiği her yer, deriden yapılmış olmalı diye düşünen ben değilim ama. | Open Subtitles | حسناً,أنا لست الشخص الذي يظن أن كل شيء يظع عليه مؤخرته يجب أن يكون مصنوع من الجلد |
| - deriden yapılan, çok pahalı olan, bu sabah okula giderken giydiklerin. | Open Subtitles | -نعم, المصنوع من الجلد وغالى كثيرا, الذى ارتيدته غلى المدرسة هذا الصباح |
| Sonra kalbinin başka bir tarafındaki deriden parça alacak ve delikleri onarmak için kullanacağım. | Open Subtitles | وبعد ذلك سوف استئصل قطعه من جلد قلبها واستعملها لكي اصلح باقي الثقوب |
| Rab Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi. | Open Subtitles | وصنع الرب الإله لآدم وامرأته أقمصة من جلد وألبسهما |
| Yeni gelen eyerler en kaliteli deriden yapılmış. | Open Subtitles | السروج التي وصلتنا مصنوعة مِنْ أفضل الجلود |
| Sadece benim park yerim gölgede kalıyor ve koltuklarım da deriden güneşte kaldıklarında feci ısınıyorlar. | Open Subtitles | ..هذا فقط،اوه منطقتى تقع في الظل ولدي مقاعد جلدية وهذه المقاعد تسخن عندما تكون مركونة في الشمس |