| Ama yaptıkların yüzünden derinde, çok derinde bir nefret taşıyorlar. | Open Subtitles | لكن بأعماقهم تكمن كراهية عميقة جدا بما فعلت لهم |
| Yalanlar o kadar derinde ki, onları örtbas etmenin tek yolu daha inanılmaz olanları yaratmak. | Open Subtitles | الأكاذيب عميقة لدرجة, أن الطريقة الوحيدة لتغطيتها.. هو أن تؤلف شيئاً أكثر لا يمكن تصديقه. |
| Şu an dünyada yalnızca bir tane kaldı; kıyıdan dokuz mil açıkta ve 65 fit derinde. | TED | ولم يتبقي سوى واحد فقط: يبعد 9 أميال من الشاطئ وعلى عمق 65 قدم. |
| Sonrasında bu veriyi diğer veri tipleriyle birleştirebiliriz, mesela deniz tabanının ne kadar derinde olduğuyla. | TED | وبوسعنا بعد ذلك أن نجمع هذا مع أنواع أخرى من البيانات، مثل عمق قاع البحر على سبيل المثال. |
| Ve biz yuvaları kazınca onları koloninin genişliği kadar derinde buluruz... ...bu yüzden eski büyük yuvalar yaklaşık bir metre kadar derindedir. | TED | ونحن عندما نحفر الأعشاش نجدهم في الأعماق. كلما تتوسع المستعمرة، فهي تصبح بعمق 1 متر في الأعشاش القديمة الكبيرة. |
| Yaralı doku çok derinde. Kalbi tekrar atmaya başlamak için çok zayıf. | Open Subtitles | نسيج الجرح عميق جداً والقلب ضعيف جداً لأن يتحرك ثانية |
| Yedi metreden daha uzun olurlar ve daha önce hiç bu kadar derinde görüntülenmemişlerdir. | Open Subtitles | ينمو لأكثر من سبعة أمتار طولا ولم يتم تصويره في مثل هذا العمق من قبل |
| Mermiyi çıkarmaya çalıştım ama çok derinde. | Open Subtitles | لقد حاولت إخراج الرصاصة لكنها عميقة للغاية |
| Pekala. Biliyor musunuz aşağıda antik bir şehir var. Fakat çok derinde. | Open Subtitles | ياللعج ، هناك مدينة قديمة بالأسفل لكنها عميقة جداً |
| Ama hala derinde rahat vermeyen bir problem vardı, radikaller Schrödinger'in uzlaşıyı sağlayamadığını düşünüyorlardı. | Open Subtitles | لكن كانت لا تزال هناك مشكلة عميقة مزعجة مشكلة شعر المتطرفون أن شرودينجر لم يتمكن من تسويتها |
| O zaten çok derinde ve sen de bana efendim diyeceksin. | Open Subtitles | لقد فعلتها من قبل لن تنجح , إنه على عمق كبير و ستدعونى يا سيدى |
| Bir mil derinde yatan bu balina akrilik küresi olan bir sualtı aracından görüntülenmedi. | Open Subtitles | هذا الحوت الذي يرقد على عمق ميل لم يتم تصويره من غواصة ذات كوة اكريليكية |
| Eğer ormanda yolunu kaybedersen, daha da derinde kaybolursun. | Open Subtitles | ، إذا ظللت الطريق . ستذهب فقط إلى عمق الغابة |
| - 8 fit derinde olduğundan beridir çalışıyorum ben o ocakta. - Aslanım benim! | Open Subtitles | لقد كنت اعمل في هذا المحجر منذ ان كان بعمق ثمانية أقدام |
| - Sanırım benim önemli sırlarım yeteri kadar derinde saklı. | Open Subtitles | أعتقد أنّ معظم أسراري . مدفونة بعمق كافي |
| Tamam, kusarak çıkaramazsın, çok derinde. Çıkarken yemek borusunun dokusunu zedeleyebilir. | Open Subtitles | حسنا, إنه عميق جدا لنخرجه عن طريق التقيؤ. |
| Acım çok derinde olduğundan mücadele gücümü kaybettim. | Open Subtitles | ولقد فقدت الرغبه بالقتال والألم أصبح عميق |
| Jack iyi, ama kesik 10 santim solda ve 17 santim daha derinde olsaymış, gözüne zarar verebilirmiş. | Open Subtitles | جاك على ما يرام ولكن لو كان الجرح أربع بوصات لليسار و7 من العمق من الممكن أن تشج عينه |
| Peki bu kadar derinde en tehlikeli şey ne oldu? | Open Subtitles | ما اعظم خطر يمكن ان نواجهه في مثل هذا العمق ؟ ؟ |
| Sorun, sizin de söylediğiniz gibi daha derinde. Sistemik. | Open Subtitles | المشكلة كما قلتم، أكثر عمقاً المشكلة بالنظام |
| Giydiğin renkleri değiştirebilirsin ama derinde sen her zaman olduğun acımasız orospu çocuğu olacaksın. | Open Subtitles | لا تستطيع أن تقوم .. بتغيير اللون الذى ترتديه ,و لكن فى أعماقك .. ستظل دائماً تهدد نفسك بعدم الأمان كما كنت دائماً |
| derinde bir yerde hala olduklarına inanmak isteriz | Open Subtitles | في أعماقنا نريد أن نصدق أنها ما تزال تتحقق |
| Tamam, onu temizleyip ne kadar derinde olduğunu görelim. | Open Subtitles | حسناً ، دعينا نُنظفه ولنرى ما مدى عُمق جروحه |
| derinde ağ atma, dünyadaki en tahrip edici olan yöntem. | TED | الصيد بالشباك في الأعماق هو أكثر الممارسات تخريباً في العالم. |
| Hayatın anahtarı bundan çok ama çok daha derinde yatıyor. | Open Subtitles | مفاتيح الحياة أعمق من ذلك ، أعمق بكثير من ذلك |