"ders vereceğim" - Translation from Turkish to Arabic

• درساً
• درسًا
• بإلقاء محاضرة
• سأعلمك درس

Gidip bu piçlere bir ders vereceğim. En sonunda bunu tamamen çözeceğim.
سأشعر براحةٍ نفسية لو قمت بتلقينهم درساً قاسياً

Liz ve Martha benden yana. Sana bir ders vereceğim. Ben eğitime inanırım.
ليز ومارثا خلفي، عندما أخبركِ أنه سيجب عليّ أن ألقنكِ درساً.

Anneannemi arayıp, bana yılbaşında ne almaması gerektiği konusunda bir ders vereceğim.
سأتصل على جدتي وأعلمها درساً بخصوص مالذي لايجب عليها أن تقم بشراءة لي لِمناسبة الكريسماس

O yüzden onlara bir ders vereceğim.
لذا لقنهم درسًا.

- Yalnızca ders vereceğim.
- سأقوم فقط بإلقاء محاضرة -

Sana çömez olmanın hiç te iyi birşey olmadığına dair bir ders vereceğim.
سأعلمك درس أنه ليس جيد أن تكون مبتدىء

Çünkü sana hep hak ettiğin bir ders vereceğim.
لأنّي سألقّنك درساً لطالما كنتِ تستحقّينه

Zaferden sonra bu Von Galen'a iyi bir ders vereceğim.
سألقن فون غلين درساً بعد النصر

Onun yerine sana bir ders vereceğim.
أنا سألقنكِ درساً بدلاً من ذلك

Ben düşmanınım. Bana taşlayıcıyı uzat. Ona bir ders vereceğim!
أنا عدوك، أعطني القاطع أود تلقينه درساً!

Sana bir ders vereceğim.
أنا سألقنك درساً

Ona bir ders vereceğim.
أنا سوف ألقنه درساً

Bundan sonra özel eşyalarıma sahip çıkman için sana iyi bir ders vereceğim.
سألقنك درساً يا "شيلي"... بشأن الإعتناء بممتلكاتي... أي عدم تضييعها أو افسادها

Sana bir ders vereceğim.
سوف ألّقنك درساً

Delikanlı, sana bir ders vereceğim.
أيها الشاب, سوف ألقنك درساً

Bu çocuklara bir ders vereceğim.
سألقن أولئك الأطفال درساً.

Edith, hap konusunu açtığına sevindim çünkü torununuza küçük bir ders vereceğim.
(إدِث)، أنا سعيدة أنّكِ ذكرتِ موضوع الحبّات لأنّي أريد تلقين حفيدكِ درسًا صغيرًا

Mine çiçeğinin etkisi geçtiğinde, seni de unutman için etkileyeceğim ama onun gibi sana da bir ders vereceğim.
حالما يبارح (الفيرفين) جسدك سأذهنك أيضًا للنسيان لكنّي سأترك لك درسًا واحدًا مثله.

- Sana gözlerini devirmenle ilgili bir ders vereceğim. Hadi.
سأعلمك درس صغير حول كيفية لف العين