| Okuma kabiliyetim gelişti ama bu zorlama dersler tam olarak okuma sevgisi aşılamadı. | TED | تحسّنت مهاراتي في القراءة، لكن دروس القراءة القسرية هذه لم تلهمني لحب المطالعة. |
| İçlerinde çıkarılacak dersler var, biz onlardan öğrenebiliriz, ki bu pembe dizilerde görülebileceği gibi çok önemli ve cesurcadır. | TED | لذلك توجد دروس للحياة حقيقيه من الممكن أن نتعلمها من المسلسلات وهذه الدروس كبيرة وتحتوي على المغامرات كأي قصة مسلسل |
| Polisler araştırmalarına devam ederken, dersler de programa uygun olarak devam edecektir. | Open Subtitles | بينما تعمل الشرطة علي تحديد ما حدث الدروس ستسمر كما هو محدد |
| Yazılımlarımızı en faydalı şekilde nasıl kullanacağımızla ilgili dersler verirdi. | Open Subtitles | قام بتعليم العديد من الصفوف الطريقة المثلى لإستخدام برنامج حاسوب. |
| Şirkette iki yıldır çalışan şu George Clair, kesinlikle profesyonel bir golfçüden gizli dersler alıyordur. | Open Subtitles | كان مع المؤسسة منذ سنتين وكان واضحاً أنه يتلقى دروساً من لاعب غولف محترف |
| Yılın bu zamanı 90 dakikalık dersler yapıyoruz. | Open Subtitles | بهذا الوقت من السنة نمدد وقت الحصص لـ 90 دقيقة |
| Bu da yetmezmiş gibi dersler yarın başlıyor, yani sabah erkenden öğrenciler bu kitaplar için sıraya girmeye başlayacak. | TED | وما زاد الوضع سوءًا هو أن الدراسة ستبدأ غدًا، مما يعني أنه وفي الصباح الباكر ستأتي جموع من الطلاب باحثة عن هذه الكتب. |
| Sonra şehir dışında ki... ameliyatlara katılmak daha kolay geldi. dersler vermek. | Open Subtitles | وكان من الاسهل أن أقوم بالعمليات الجراحية خارج المدينة, او إلقاء المحاضرات |
| Olimpik sporculardan dersler bile aldım, hiçbir şey fayda etmedi. | TED | حتى حاولت أخذ دروس مع الأولمبيين، لم تساعد. |
| Şimdi burada bazı dersler çıkarmamız gerektiğini düşünüyorum, açıklık hakkında dersler. | TED | الآن، وأعتقد أن هناك دروسا يجب أن نتعلمها هنا، دروس حول الانفتاح. |
| Bilemiyorum, bundan çıkarılacak dersler var - kişisel ve siyasi - ve bir anlamda, bunlar aynı şey. | TED | وهناك عدة دروس .. يمكن استخلاصها من كل هذا سواء على الصعيد الشخصي او السياسي فهي بصورة ما متشابهة |
| ama bazen bir kişinin ölümünden sonra alınan dersler umduklarımız değildir. | Open Subtitles | لكن احيانا الدروس التي نتعلمها بعد موت أحدهم ليست ما نتوقعها |
| Biz ve diğer arkadaşlar şimdi dünyanın her yerinde prototipler üretiyoruz. Buradan hayli dikkat çekici dersler çıkıyor. | TED | نحن وآخرون قد بنينا نماذج قليلة حول العالم الآن، وبعض الدروس المثيرة للاهتمام حقاً هنا. |
| Beni ne kahrediyor, biliyor musun okuduğum bütün kitaplar, aldığım dersler gönüllü olarak çalıştığı düşkünler evinde tanıştığım insanlar hepsinden hoşlandım. | Open Subtitles | و الصفوف التي حضرتها الأشخاص الذين قابلتهم في متزل الكبار حيث تتطوّع. انا أحبهم كلهم |
| Gelecek hafta dersler başlayınca ne olacak? | Open Subtitles | ماذا سيحدث الأسبوع القادم عندما تبدأ الصفوف |
| Savaş meydanında takım çalışması konusunda hayati dersler alınmıştı. | Open Subtitles | وتعلموا دروساً حيوية حول العمل الجماعي في ميدان المعركة. |
| Bugün dersler bitmiş olabilir, ama arkadaşlarınla da vakit geçirmelisin. | Open Subtitles | إنتهت الحصص لهذا اليوم , لكن من المهم أن تذهب لأصدقاءك |
| Sıkıcı, bıktırıcı dersler ve kaderimin bunaltıcı baskısı. | Open Subtitles | الدراسة الكثيرة المضجرة الضغط الساحق هو قدرى |
| Belki de dersler, yeni fikirler bulmana yardım eder. | Open Subtitles | ربما تمدك المحاضرات ببعض الأفكار الجديدة |
| Japonca dersler, Japonca'ya giriş dersleri değildi. | TED | حصص اليابانية لم تكن حصص تعليم أبجديات اليابانية ، في حد ذاتها. |
| dersler arasındaki boş zamanda olsa? | Open Subtitles | ماذا عن اثناء الأستراحه بين الفصول الدراسيه ؟ |
| Çocuklar doğal bir yanlış ve doğru hissi ile doğmuştur, adil ve adil olmayanı ayırmak için bu onlara güçlü dersler öğretir. | TED | فالأطفال يولدون بحس للصح والخطأ، لصفقه عادلة وصفقه غير عادلة، ويعلمهم هذا دروسا قوية. |
| Ben ve diğerleri sonunda normal bir liseye gidebiliyorduk ve normal dersler görebiliyorduk. | TED | وبذلك تمكنت أنا وكثيرون غيري أخيرًا من الذهاب للمدرسة الثانوية، مدرسة ثانوية عادية، وحضور فصول عادية. |
| dersler nasıl gidiyor? | Open Subtitles | أتستمتع بصفوفك ؟ |
| Bir de gelişmiş dersler var. telekinasyon, büyü okuma, | Open Subtitles | هناك أيضاً الدورات المتقدمة ، في التحريك الذهني ، إلقاء التعاويذ |
| dersler dışında ekstra çalıştım, okula erken gittim... | Open Subtitles | وأحضر مواد دراسية لامنهجية، وأحضر مبكراً... |
| Ama yaşamdan aldığı dersler onu Rusya'ya hazırlamamıştı. | Open Subtitles | ولكن رغم عمرها ودروس الحياة التي تعلمتها لم تعدها جيداً لروسيا |