| Senatör Corman Orta Amerika'daki iş liderleinin büyük bir destekçisi. | Open Subtitles | السيناتور مورمان هو داعم كبير لرجال الأعمال الكبار في امريكا الوسطى |
| Sahibi, Narkotiğin büyük bir destekçisi. | Open Subtitles | مالكهُ داعم كبير لإدارة ...مكافحة المخدرات |
| Bilmiyorum. Çok destekçisi var. | Open Subtitles | لا أعلم, لقد صار لديه الكثير من المؤيدين. |
| Kendisi büyük bir bale destekçisi. Herhalde buralarda bir yerlerdedir. | Open Subtitles | إنها داعمة كبيرة للباليه أعتقد أنها في مكان ما هنا |
| Britanya diplomatik ekibinden Barış Partisi'nin çok değerli destekçisi Stephen Paynter'ı tanıştırabilir miyim. | Open Subtitles | هل لى ان اقدم لك ستيفن بينتر من السلك الدبلوماسى البريطانى و مؤيد كبير لحزب السلام |
| Jackson Vayhue'nin destekçisi olmak istiyorum. Nerden çıktı? | Open Subtitles | مهلاً, أُريدُ أن أكون الراعي لجاكسون |
| Sıradaki şahidimin iki tarafın da destekçisi olmadığını belirtmek isterim. | Open Subtitles | أريد أن اشير لذلك، أن الشاهد القادم لا يدعم أي من الطرفين |
| Büyükelçi Marguilles bu bölgede yürütülen Terörle Mücadele Operasyonunun uzun süreli ve güçlü bir destekçisi olmuştur. | Open Subtitles | السفير "مارجويس" كان مؤيداً للعمليات المشتركه ضد الإرهاب بهذه المنطقه |
| destekçisi olduğunuz düzenbazın izini ısrarla süren bir zanaatkârı. | Open Subtitles | حرفي يسعى بشدة لخداع الشركة التي ترعى مصالحها |
| - Ne? Peter Florrick'in en büyük finansal destekçisi sizsiniz. | Open Subtitles | ماذا ؟ انت اكبر داعم مالى لبيتر فلوريك |
| Tabii tabii. 1 tane Trump destekçisi, 98 tane Hillary destekçisi olacak. | Open Subtitles | نعم داعم لدونالد ترمب - وهناك 98 داعم لهيلاري |
| Dediğin gibi adam tam bir polis destekçisi. | Open Subtitles | كما قلت... هذا الرجل داعم كبير للسلطات. |
| Dediğin gibi adam tam bir polis destekçisi. | Open Subtitles | كما قلت... هذا الرجل داعم كبير للسلطات. |
| Adolf Hitler altmış milyonluk bir ülkede bir avuç destekçisi olan güzel sanatlar fakültesinden reddedilmiş boşboğazın teki. | Open Subtitles | ادولف هتلر هو مجرد ثرثار رافضا للفنون مع مجموعة من المؤيدين في بلد تعدادهُ 60 مليون نسمة |
| Emilie'nin binlerce destekçisi var. Gördünüz hepsini. | Open Subtitles | "إميلي" لديها الآلاف من المؤيدين, لقد رأيتَهم. |
| DC'ye taşındığımızdan beri ailemiz ulusal parkın destekçisi olmuştur. | Open Subtitles | عائلتي دائماً داعمة كبيرة للحديقة الوطنية منذ إنتقالنا إلى العاصمة |
| Bekle, bekle, bekle, babam ondan bahsetmişti, itfaiye destekçisi ve Coit kulesi bağışçısı. | Open Subtitles | مهلا، مهلا، مهلا، أخبرني والدي عنها. كان داعمة كبيرة لرجال الإطفاء ومتبرعة برج (كويت). |
| Efendim, oğlunuz yüzbaşı Adama'nın çok büyük destekçisi olduğumu söylemek isterim. | Open Subtitles | ...وأود أن أقول يا سيدى أننى كنت مؤيد كبيراً لإبنك |
| Hamilton, buna karşın devlet okullarının büyük bir destekçisi. | Open Subtitles | هاملتون، من ناحية أخرى، مؤيد كبير من المدارس الحكومية... |
| - O ittifakın ana destekçisi siz-- | Open Subtitles | بما انك كنت الراعي الرئيسي لذلك |
| Tamam, Jackson Vayhue'nin destekçisi olacaksın. | Open Subtitles | حسناً, أنت الراعي لجاكسون |
| Sözünü ettiğim şu İrlandalı boksörün destekçisi. | Open Subtitles | أنه يدعم ذلك الأيرلندي الذي كنت أتحدث عنه |
| Büyükelçi Marguilles bu bölgede yürütülen Terörle Mücadele Operasyonunun uzun süreli ve güçlü bir destekçisi olmuştur. | Open Subtitles | السفير "مارجويس" كان مؤيداً للعمليات المشتركه ضد الإرهاب بهذه المنطقه |
| destekçisi bile var. | Open Subtitles | إنها ترعى أحدهم حتى |
| Eminim onun destekçisi olarak olan biteni duymuşsundur. | Open Subtitles | انا متأد انك سمعت انني اصبحت كافله |
| Kraliyetteki destekçisi ise özgür inançlarındaki ısrarı ve uzlaşmaz tavrı sebebiyle, | Open Subtitles | تم عزل راعيه الملكى وهو نفسه تم عزله من الكنيسة اللوثرية |