| Yani, cinsiyeti erkeklere görünür yapmak, erkekleri cinsiyet eşitliğini desteklemeye çekmenin ilk adımıdır. | TED | إذاً، جعل نوع الجنس مرئياً بالنسبة للرجال هي أول مرحلة لحث الرجال على دعم المساواة بين الجنسين. |
| Ben de mağrama geri çekildim ve komediyi desteklemeye ve üretmeye devam ettim ve arkadaşlarımın koltuğumu bölgesel operasyon merkezi olarak kullanmalarına izin verdim. | TED | فتراجعت واستمريت في دعم وإنتاج الكوميديا و تمكين أصدقائي استخدام بيتي كمرتكز لأعمالهم الاقليمية. |
| Başkan ayrıca altyapı yasa tasarısını desteklemeye de hazır, Senatör. | Open Subtitles | الرئيس على استعداد أيضا لدعم برنامج البنية التحتية يا سيناتور |
| Cumhuriyet Şehri'nin Güney'i desteklemeye ikna etmek neden bu kadar zor anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أفهم لماذا هو صعب جدا لجعل مدينة الجمهورة تدعم الجنوب |
| Erkeğimi desteklemeye geldim, senin gibi. | Open Subtitles | أرغب بمعرفة سبب تواجد بيني هنا أنا هنا لأدعم رجلي مثلك تماما |
| Ama benim için yaptıklarından sonra seni desteklemeye gelmeseydim nasıl bir arkadaş olurdum? | Open Subtitles | ولكن أي نوع من الأصدقاء الذي لايأتي لدعمك بعد كل مافعلتيه لأجلي |
| Farklılıklarımız vardı ama bu kez onu desteklemeye hazırdım görevin devam etmesine yetecek kadar adam bulana dek onu destekledim. | Open Subtitles | كان لدينا إختلافاتنا ولكن هذه المره كنت مستعد لدعمه البقاء |
| Bizden birini desteklemeye geldiğiniz için minnettarım. | Open Subtitles | أنا أقدر قدومكم جميعا لمساندة أحد منا |
| Bu yüzden o kadar çok kavga ettik ki. Ben, cepheyi desteklemeye karşıydım, çünkü savaşın uzamasına yol açıyordu. | Open Subtitles | تشاجرنا بسبب هذا العديد من المرات أنا كُنتُ ضد دعم الجبهة |
| Churchill De Gaull'ü desteklemeye devam ederek, iki rakip generali uzlastirmayi denemek için davet eder, ki bu hiç de kolay bir is degildir. | Open Subtitles | استمر تشرشل فى دعم ديحول وقام بدعوته الى محاوله تسويه الخلاف بين الجنرالين المتنافسين الامر الذى لم يكن سهلا |
| O zaman fark ettim ki, duygusal yetersizliğini desteklemeye devam edemem. - Anlıyorum. | Open Subtitles | أدركت أنني لا أسطيع الاستمرار في دعم مشاعرك التي تعوقك |
| Ancak kız kardeşler, eşler bile bu araştırmayı desteklemeye hazır değiller. | TED | لكن حتى الشقيقات والزوجه غير مستعدين لدعم هذا البحث |
| Birbirimizi desteklemeye geldik ama birbirimizi dinlemiyoruz bile. | Open Subtitles | عندما قال أننا قدمنا هنا لدعم بعضنا البعض ولكننا لا نستمع حتى لبعضنا |
| Kişisel inançlarımı bir kenara itip dostlarımı desteklemeye karar verdim. | Open Subtitles | حسناً، قررت وضع سياستي الشخصية لدعم أصدقائي |
| "göz önünde bulundurarak, desteklemeye hazır mısınız?" | Open Subtitles | أن تدعم الجنرال بينوشيه في دفاعه عن كرامة تشيلي |
| Buraya en önemli müşterimi televizyondaki ilk dizisinin yapımcılığını yaparken desteklemeye geldim. | Open Subtitles | أتيت لأدعم أهم عميلٍ لدي بينما ينتج أول حلقةٍ تلفزيونيةٍ له |
| Bu sen reşit olana kadar seni desteklemeye yeterli, Chul-kyu. | Open Subtitles | هذا سوف يكون كافيا لدعمك حتى لو كنت شخصا بالغا, شيول كيو . |
| Hayran oldukları belli. Onu desteklemeye gelmişler. | Open Subtitles | من الواضح أنهم معجبون موجودين هنا لدعمه |
| #Sen de onun-# Buraya iyi bir amacı desteklemeye geldiğinizi mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | أتظنون أنكم هنا لمساندة قضية نبيلة؟ |
| Ben seni desteklemeye buradayım öyle garip, berbat bir düğünü desteklemek için değil. | Open Subtitles | لكنني أنا هنا لمساندتك وليس لقراراتك الزوجية الغريبة والمريعة |
| Hepinizin beni desteklemeye ve doğal ortamımda gözlemlemeye gelmesi ne kadar güzel. | Open Subtitles | لطفٌ منكم الحضور لمساندتي و رؤيتي في عملي. |
| Eski bir dostun desteğini görmek çok güzel. Seni desteklemeye gelmedim. | Open Subtitles | ـ من الجميل ان ترى صديق يساندك ـ لم آتي لأساندك |
| İki arada bir derede kalmıştım. Ama seni desteklemeye karar verdim. | Open Subtitles | كنتُ عالقاً بين صخرة وزوجتي، ولكنّني قرّرتُ دعمكِ |
| Bak, yerel markaları desteklemeye inanıyorum. | Open Subtitles | انظر، انا أؤمن بدعم التجار المحليين |