| Bu, düşman sorununu çözüme kavuşturana kadar, detaylarla dikkatinizi dağıtmak istemedim, efendim. | Open Subtitles | لم أكن اريد أن أشتت انتباهك بالتفاصيل كانت من الممكن أن تنتظر حتى ننتهي من هذا الموقف الحالي، سيدي |
| Senin canını detaylarla sıkmak istemem ama genellikle yakınlarda verici bulunur. | Open Subtitles | لا أريد أن أزعجك بالتفاصيل ولكن عادة .. يوجد شريحة بث قريبة |
| İşte bu yüzden annecik seksi bir balo elbisesi alırken Josh'u da detaylarla uğraşacak. | Open Subtitles | ولهذا امي جعلت السخرية تفعل مفعولها بالتفاصيل وانا كنت استري فستان الحفلة الرائع |
| Tamam, Çin yemeği yeriz ve sonra beni sıkıcı detaylarla doldurabilirsin. | Open Subtitles | حسناً, سنحضر بعض الطعام الصيني و يمكنك أن تبلغيني لاحقاً بكل التفاصيل المملة |
| Bohr'un parlak bir zekası vardı, zaman zaman detaylarla gereksiz zaman kaybediyordu. | Open Subtitles | كان بور يمتلك عقلاً ذو ذكاء متقد لدرجة أنه كان يشوش باستحواذ فكرة عليه عن بعض التفاصيل بشكل مرضي |
| Diğer gezegenleri ince detaylarla inceleme fırsatı bulacağız. | TED | سنكون قادرين على دراسة الكواكب الاخرى بتفاصيل رائعة. |
| İnce detaylarla ilgilenmiyorum. ... çiçekler, davetiyeler... dekorlar, ya da öyle şeylerle. | Open Subtitles | لستُ مهتمًا بالتفاصيل مثل إرسال الزهور مع بطاقات الدعوة أو الديكور أو ما شابه |
| Seni detaylarla sıkmak istemiyorum, ama beynimin parçalarını kaybediyorum. | Open Subtitles | ،لا أريد أن أضجرك بالتفاصيل لكن تنقصني أجزاء من دماغي |
| Pekâlâ, önce sorunu çözelim, detaylarla daha sonra boğuşuruz. Tecridi nasıl kaldıracağız? | Open Subtitles | حسنًا، لنحل المشكلة، ونهتم بالتفاصيل لاحقًا |
| Gereksiz detaylarla boğmayayım seni. | Open Subtitles | لكن لاتدعيني اغمركِ بالتفاصيل الزائدة عن الحاجة |
| Sinir bozucu detaylarla uğraşmamalısın. | Open Subtitles | لا يجب أن تثقلي كاهلكِ بالتفاصيل المتعبة |
| Seni ürpertici detaylarla uğraştırmayacağım. Başında bir sürü şey olduğunun da farkındayım. | Open Subtitles | انظري لن أثقلكِ بالتفاصيل الدمويّة، أعلم أنّ لديكِ ما يكفيكِ. |
| Acayip detaylarla dolu ve o biçim saçma. | Open Subtitles | .انه مليئ بالتفاصيل العجيبة, والكثير من الهراء الغريب |
| Sizi detaylarla boğmayacağım ama özel dedektifler tutuldu, | Open Subtitles | أنا لن أجعلكم تملّون بالتفاصيل ولكن تم توظيف محققين خاصين |
| detaylarla ilgili konuşmak için yarın haberleşeceğiz. | Open Subtitles | سأكون على تواصل بما بتعلق بالتفاصيل بالغد. |
| Üzücü ve stresliydi, ama masum bulunduğum için seni detaylarla sıkmanın anlamı olmadığını düşündüm. | Open Subtitles | كان شيئا فظيعا ومرهقا ولكن منذ أن أصبحت بريئة إعتقدت أنه لا يجب على أن أزعجك بهذه التفاصيل |
| Başkan Hanım, detaylarla boğulmaya gerek olmadan yeterince düşünceğiniz şey var. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة، لديكِ ما يكفي للتفكير به من غير أن نحملك عبء التفاصيل |
| Bak. Korkunç detaylarla canını sıkmayacaktım ama sonra: | Open Subtitles | أنصتي، وددت أن أوفّر عليك التفاصيل الدمويّة |
| Gözetmenleriniz detaylarla ilgili sizlerle bir toplantı düzenleyecektir. | Open Subtitles | المشرفون عليكم سيعقدوا اجتماعا لشرح التفاصيل. |
| detaylarla sıkmayayım, saat bir hediyeydi. | Open Subtitles | حسنٌ، لن أُشعركِ بالملل بخوض التفاصيل لكن الساعة كانت هديّة |
| Teorinin tüm detaylarla nasıl tuttuğunu bana söyler misin? | Open Subtitles | أخبرني كيف لنظرياتك أن تتناسب مع التفاصيل |
| Beyin korteksinle bağlantı kurduk hatıralarını canlı detaylarla yeniden yaşamanı sağladık. | Open Subtitles | دخلنا إلى قشرة دماغك مما سمح لك بإعادة عيش ذكرياتك مرة أخرى بتفاصيل واضحة |