| Bu olana kadar işimize devam etmemiz herkesin hayrına olur. | Open Subtitles | وفي الوقت الحالي وسيكون علينا أن نستمر بالعمل لأجل مصلحتنا |
| Bu yüzden tek alternatif, ikinci kapının ardındaki, akıllı makinelerimizi yıllar geçtikçe geliştirmeye devam etmemiz. | TED | لذا البديل الوحيد، وهو الذي يوجد خلف الباب رقم اثنين، هو أن نستمر بتحسين آلاتنا الذكية سنة بعد سنة بعد سنة. |
| Evet, devam etmemiz lazım yoksa hiçbirimiz buradan çıkmayı başaramayacağız. | Open Subtitles | نعم ، يجب أن نتحرك و إلا لن يخرج أحدنا من هنا |
| Konuşmaya devam etmemiz gerek. Eğer konuşmazsak kendimi içeride olan biteni duymaktan alıkoyamam. | Open Subtitles | لا بدّ أن نواصل التحدُّث وإلّا لن يسعني منع أذنيّ من الانصات لصراخها |
| Ama iş arkadaşlarımın çoğu E.T. 'nin uzayda bir yerde olduğu kanısında, sadece aramaya devam etmemiz gerek ve bu mantıklı da. | TED | مع ذلك فإن أغلب زملائي يجادلون بأن الكائنات الفضائية موجودة، نحن بحاجة أن نتابع البحث فقط، وهذا مقنع أيضًا. |
| Haklı, devam etmemiz lazım Nick. | Open Subtitles | ،أجل، إنه على حق نيك، لنواصل التحرّك |
| Ancak bu yolculuğa devam etmemiz ve insanlara anlatmamız, ve bunun işe yarayacağını kanıtlamamız gerekiyor." | TED | ولكن علينا المضي قدما بهذه الرحلة وعلينا ابلاغ الناس وعلينا الاثبات لهم بانه يمكن تحقيقه |
| devam etmemiz lazım. | Open Subtitles | هذا لو فعلها يجب أن نواصل التحرك |
| Sonuç olarak devam etmemiz gerektiğine karar verdik. | Open Subtitles | ووصلنا لنتيجة نهائية ألا وهى أننا يجب أن نستمر |
| - İyi iş, hizmetlim. - Yalnızken buna devam etmemiz şart mı? | Open Subtitles | حسناَ،رجلي الجيد هل يجب أن نستمر بهذا حينما نكون بمفردنا؟ |
| Bence bu tür araştırmalara devam etmemiz doğru ve uygun. | Open Subtitles | أظن أنه صحيح وملائم أن نستمر بهذا التحقيق. |
| devam etmemiz lazım. Tek başına çıkabilir misin? | Open Subtitles | يجب أن نستمر بالتحرك هل تستطيع الذهاب لوحدك؟ |
| Evet, devam etmemiz lazım yoksa hiçbirimiz buradan çıkmayı başaramayacağız. | Open Subtitles | نعم ، يجب أن نتحرك و إلا لن يخرج أحدنا من هنا |
| Yürümeye devam etmemiz lazım. Bizi bulmalarına izin veremeyiz. | Open Subtitles | ، يجبُ أن نتحرك يجب أن لا يعثروا علينا |
| devam etmemiz gerektiğini söyledim, ama hiç dinlerler mi? | Open Subtitles | لقد قلت بأننا يجب أن نواصل ولكن هل سيستمعون؟ |
| Bu şekilde görüşmeye devam etmemiz çok tehlikeli. | Open Subtitles | انه من أشد الخطورة .أن نواصل الأجتماع هكذا |
| Belirsizlerle dolu zamanlarda, günlük işlerimize devam etmemiz daha önemlidir. | Open Subtitles | في أوقات الشك العظيمة من المهم أكثر حتى أن نتابع طقوسنا اليومية |
| Ne kadar sürerse o kadar, aramaya devam etmemiz gerekiyorsa, | Open Subtitles | سأستمر في ذلك بقدر ما أستطيع ان كان لابد أن نتابع البحث |
| Lütfen David' i ve küçük ailemizi kutsa ve iyi işler yapmaya... ..devam etmemiz için bize rehberlik et. | Open Subtitles | (يا ربنا بارك لـ(ديفيد ..ولعائلتنا الصغير ووجهنا لنواصل أداء.. |
| Yenilmezler kulesine döndükten sonra Demir Adam yarışmamıza devam etmemiz için Ay'a gitmemizi önerdi. | Open Subtitles | , بعد العودة إلى برج المنتقمين أيرون مان) أقترح بأن نأتي إلى القمر لنواصل منافستنا) |
| Anlaşma konusuna sıcak bakıyor ama devam etmemiz için sen de imzalamalısın. | Open Subtitles | انه موافق على التوقيع على الاتفاقية لكن لاجل المضي قدما تحتاج ان توقع انت ايضا |
| Sayın Başkan, devam etmemiz gerek. | Open Subtitles | سيدي الرئيس، علينا أن نواصل التحرك |
| Bu topluluğu nasıl yönettiysek bu ülkeyi de öyle yönetmeye devam etmemiz için. | Open Subtitles | للمساعدة في الإستمرار بقيادة هذه البلاد كما قُدنا هذا المجتمع معاً |
| devam etmemiz gerek. | Open Subtitles | : بايبر نحن يجب علينا مواصلة التحرك |
| Miranda'nın oyununu oynamaya devam etmemiz gerek böylece kaybetmeyiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى الاستمرار في اللعب لعبة ميراندا لذلك نحن لا تفقد. |