| Şu anda çok popüler bir müze... ...ve devlet için büyük bir anıt tasarladım. | TED | و هو متحف شعبي جداً الآن، وكان بناء ذلك المبنى نقطة كبير لصالح الحكومة امام مناصري البيئة |
| Evet ama biz yapabiliriz çünkü biz devlet için çalışıyoruz. | Open Subtitles | نعم، الأمر على ما يرام لأننا نعمل لصالح الحكومة |
| Son kez, ben devlet için çalışmıyorum. | Open Subtitles | للمرة الأخيرة .. أنا لا أعمل لصالح الحكومة |
| hatırlarsan, ...ben de devlet için çalıştım, ...hepiniz yalancı ve sahtekarsınız. | Open Subtitles | عليك أن تتذكر أننى كنت أعمل لحساب الحكومة أعرف أنكم جميعا محتالون و كلكم كذابون |
| devlet için akıl almaz güç sağlayan bir alet yapıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أبني للحكومة أداة تُعطي قوة لا يُمكن تصورها |
| devlet için çalıştığına göre toplu taşıma aracı kullanıyor olmalısın. | Open Subtitles | لذا العمل لدى الحكومة أنت من المحتمل يجب أن تستعمل النقل العام |
| Fuhuş, üst düzey devlet için sosyal açıdan kabul edilebilir bir şeydi politikacılar, gangster arkadaşlarının yanında genelevlere gider birkaç saat kalıp arka kapıdan sıvışırdı. | Open Subtitles | كانت الدعارة شيء مقبول اجتماعيا على مستويات عالية من الحكومة حيث السياسيين يذهبون إلى منازل |
| İskoçya'da ve Derbyshire'da devlet için kazılar yapıyorduk. | Open Subtitles | نحن كُنّا نَعْملُ الحفرياتَ للحكومةِ في Derbyshire وفي أسكوتلندا. |
| devlet için bazı tehlikeli işler yapıyorum, bu sayede kimsenin gözü üzerimde olmuyor. | Open Subtitles | سأقوم بعمل خطير من أجل العم "سام" الذي سيكلفني بجولة حول العالم |
| devlet için falan çalışıyorlarsa öyle. | Open Subtitles | كأنهم يعملون لصالح الحكومة او شيء من هذا |
| eğer devlet için çalışıyorsanız, kanunu geçirin istiyorum." | TED | وإذا كنت تعمل لصالح الحكومة أريد منك تمرير القوانين." |
| Gezi üç ve altı ay arası olarak planlanmıştı ve üç sene geçtikten sonra hâlâ Washington DC'de federal devlet için çalışıyordum çünkü devletin gerçekten de şu an teknologlara ihtiyacı var. | TED | إذن، وقعت عقد عمل من ثلاثة إلى ستة أشهر، وتقريباً بعد ثلاث سنوات، ظللت في واشنطن العاصمة، أعمل لصالح الحكومة الفيدرالية، لأن الحكومة فعلاً تحتاج إلى تقنيين في الوقت الحالي. |
| devlet için çalıştım. Kendi başıma çalışmaya başladım. | Open Subtitles | عملت لصالح الحكومة وقمت بالعمل مع نفسي |
| Bahse girerim devlet için çalışıyor. | Open Subtitles | سوف أراهن على أنه يعمل لصالح الحكومة |
| Sen devlet için çalışmıyor musun? | Open Subtitles | إلا تعملين لصالح الحكومة ؟ |
| devlet için özel güvenlik işi yapıyorlar. | Open Subtitles | لقد حصلوا على عمل الأمن الخاص لحساب الحكومة. |
| İşin doğrusu biz devlet için çalışıyoruz. | Open Subtitles | الحقيقة هي أننا لا يعملون لحساب الحكومة. |
| Evet, ve sen devlet için çalışıyorsun. | Open Subtitles | نعم ، و أنت تعمل لحساب الحكومة |
| devlet için akıl almaz güçte bir makine yapıyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أبني للحكومة أداة تُعطي قوة لا يُمكن تصورها |
| Bazı dedektiflerin polislerle komplo kurup, büyük bir anlaşmayı kapatıp... devlet için çalışmayı bırakacaklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أن بعض مفتشي الجمارك تأمروا مع الشرطة لكي ينفذوا عملية كبيرة و أن يتوقفوا عن العمل لدى الحكومة |
| devlet için falan mı çalışıyordu? | Open Subtitles | هل كانت تعمل لدى الحكومة أو شيء من هذا القبيل؟ |
| - Ama sen devlet için çalışmıyorsun. | Open Subtitles | ولكنكَ لست من الحكومة - كلا، لستُ كذلك - |
| Dur biraz, sen devlet için çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنتظر , أنت من الحكومة |
| devlet için bazı tehlikeli işler yapıyorum, bu sayede kimsenin gözü üzerimde olmuyor. | Open Subtitles | سأقوم بعمل خطير من أجل العم "سام" الذي سيكلفني بجولة حول العالم |