| Bana Devlin'i kaykay bombası ile hallettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني بأنك تتعامل مع ديفلن بقنبلة لوحة التزلج |
| Bana Devlin'i kaykay bombası ile hallettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | أخبرتني بأنك تتعامل مع ديفلن بقنبلة لوحة التزلّج. |
| Devlin'i koklamak, çok güzeldir. | Open Subtitles | رائحة كالـ ديفلن دائما تكون رائعه |
| - Bay Devlin'i hatırlıyor musun, Alex? | Open Subtitles | جواد جميل أتتذكر السيد (ديفلن)، (أليكس)؟ |
| Eğer halka karışırsak, protestocuları heyecanlandırırız. Ve Devlin'i daha fazla sinirlendiririz. | Open Subtitles | نذهب للعلن، نُلهب المتظاهرين ويغتاظ (ديفلن) بشكلٍ أكبر. |
| Vali James Devlin'i de kapsayan rüşvet skandalında karısı Evangeline Devlin'in | Open Subtitles | قبول الرشاوي، أخذت منعطفاً غريباً اليوم عندما خرجت زوجته (إيفانجلن ديفلن) من قصر الحاكم |
| Size, Clark Devlin'i sunarız. | Open Subtitles | نقدم لكم كلارك ديفلن |
| Size, Clark Devlin'i sunarız. | Open Subtitles | نقدم لكم كلارك ديفلن. |
| Tamam, ama bu demek oluyor ki Bay Devlin'in aradan geçen 30 yıla rağmen Bayan Devlin'i hâlâ çok sevdiğini kabul ettirmenin sorumlusu sensin. | Open Subtitles | حسناً، لكن هذا يعني أنت مسؤول عن إقرار (السيد (ديفلن أنه بعد 30 سنة |
| Sessiz alarmı çalıştırmaya çalışınca da Bay Devlin'i vurmuşlar. | Open Subtitles | أطلق النار على السيد (ديفلن) عندما حاول تفعيل الإنذار الصامت |
| Seni seyrediyordum ve arkadaşın, bay Devlin'i. | Open Subtitles | كنت أشاهدكِ وصديقكِ، السيد (ديفلن) |