|   - Çoğalıcıların Asgard gemisini ele geçirdikten sonra yaptıkları ilk iş kendilerini saptayabilecek sensörleri devre dışı bırakmak olur.   | Open Subtitles |    أول ما يفعله الريبليكيتورز عندما يكونون على سفينة أسجاردية هو تعطيل المؤشرات القادرة على كشف وجودهم   | 
|   Bu yüzden, senin görevin de bilgisayar odasına bakan kameraları devre dışı bırakmak.   | Open Subtitles |    لذلك فإن وظيفتك تعطيل الكاميرات خارج غرفة الكمبيوتر   | 
|   Onu kilit mekanizmalarını devre dışı bırakmak için kullanabilirdiniz ve buradan bir takım haline çıkardınız.   | Open Subtitles |    كان يمكنكم أستخدام ذلك لـ تعطيل الأقفال الآلية وتخرجون من هنا كـ فريق   | 
|   En kötü ihtimalle, gemiyi devre dışı bırakmak istiyoruz, havada patlatmak değil.   | Open Subtitles |    في أسوأ الأحوال, ونحن نريد لتعطيل السفينة, لا تهب عليه من السماء.   | 
|   Kablosuz güvenlik kameralarını devre dışı bırakmak için kullanmışlar.   | Open Subtitles |    إستعملوه لتعطيل آلات تصوير الأمن اللاسلكية.   | 
|   Güvenlik sistemleri devre dışı bırakmak, gerçekten, bu daha, terörist tehdit etti?   | Open Subtitles |    تعطيل أنظمة الأمن، حقاً، لقد هددت إرهابي، من هذا؟   | 
|   Tek yaptıkları güç istasyonundaki bir jeneratörü devre dışı bırakmak oldu.   | Open Subtitles |    وكل ما استطاعوا أن يفعلوه هو تعطيل أحد مولدات محطة الكهرباء ؟   | 
|   Eğer bu uzaylı siber tehdidini kalıcı olarak devre dışı bırakmak istiyorsak o bizim en iyi şansımız.   | Open Subtitles |    إذا كنا نريد أن تعطيل هذا التهديد الإنترنت الغريبة بشكل دائم، هو أفضل لقطة لدينا.   | 
|   Kaleyi işgal etmek yerine devre dışı bırakmak   | Open Subtitles |    يمكننا ،على الأقل، تعطيل الحصن   | 
|   Arupa, ayrıca Thomas'ın retinasını ve RNAsını tümör oluşumuna sebep olan geni devre dışı bırakmak için kullandığını açıkladı ve hatta bize, RES 360'a dayalı bazı sonuçları gösterdi.    | TED |    وشرحَت أنها تستخدم شبكيته والحمض الريبوزي لتحاول تعطيل الجين المتسبب في تكوين الورم وعرضت علينا النتائج التي اعتمدت على RES 360    | 
|   Şifrelemeyi devre dışı bırakmak yöneticinin yetkisindedir.   | Open Subtitles |    تعطيل التشفير هو أمر تنفيذي   | 
|   Aslında kameraları devre dışı bırakmak için kullanılan sinyal bozucu üzerinde bu izlere rastladık.   | Open Subtitles |    الذي أُستخدم لتعطيل الكاميرات هنا في المختبر.   | 
|   İran nükleer programını devre dışı bırakmak için tarafımızdan tasarlandı.   | Open Subtitles |    أُنشِئ بواستطنا لتعطيل البرنامج الإيرانيّ النوويّ.   | 
|   Tüm kapıları devre dışı bırakmak için kontrol odasına girmem gerekir ama...   | Open Subtitles |    عليّ الذهاب لغرفة التحكم لتعطيل كل الأبواب   | 
|   Değişen şifreleme kodunu kırarsak 15 cmlik güçlendirilmiş çeliği geçmem gerekecek emniyet sistemini devre dışı bırakmak için.   | Open Subtitles |    إذا إستطعنا إختراق الشفرة المتسلسلة، فيجبُ علي ثقب 16 إنشاً من المعدنِ المسلح، لتعطيل نظام الحماية الميكانيكيّ.   | 
|   Değişen şifreleme kodunu kırarsak 15 cmlik güçlendirilmiş çeliği geçmem gerekecek emniyet sistemini devre dışı bırakmak için.   | Open Subtitles |    إذا إستطعنا إختراق الشفرة المتسلسلة، فيجبُ علي ثقب 16 إنشاً من المعدنِ المسلح، لتعطيل نظام الحماية الميكانيكيّ.   |