| Bu sefer zehri direk olarak ölümcül bir kıyı taypanı dişinden almış. | Open Subtitles | هذه المرة تم عضة مباشرة من أنياب ثعبان التبيان الساحلي المميت |
| Hayır, balina dişinden yapılmamış. | Open Subtitles | لا إنها ليست مصنوعة من أنياب الحوت. |
| Yılanın dişinden daha keskin bir şey varsa oda nankör bir evlat yetiştirmektir." | Open Subtitles | كم أكثر حدة من" أنياب الثعبان لكي يحظى "بطفلٍ غير شاكر |
| Bu, bir mamut dişinden oyulmuş gerçek heykelcik. | Open Subtitles | هنا، هذا هو التمثال الأصلي المنحوت من عاج حيوان الماموث |
| Tamam, kurbanın ağzından çıkardığınız bu şey deniz aygırı dişinden yapılmış, el işçiliği | Open Subtitles | ،حسناً إذاً فإن الشيء الذي سحبته من فم الضحية عبارة عن منحوت من عاج *الألفظ حيوان بحري* |
| Bu, Java'lı bir savaşçının yaptığı yaban domuzu dişinden bir kolye. | Open Subtitles | هذا ناب خنزير برى . صنعة محارب من بلاد جاوا |
| Bu, Java'lı bir savaşçının yaptığı yaban domuzu dişinden bir kolye. | Open Subtitles | هذا ناب خنزير برى . صنعة محارب من بلاد جاوا |
| Balina dişinden mi? | Open Subtitles | أنياب الحوت مثلا؟ |
| Köpek balığı dişinden olanı mı? | Open Subtitles | التقليدية ؟ أنياب القرش ؟ |
| Daha kolay kesmek amacıyla, Nanook,aniden buzlanan mors dişinden bıçağını yalıyor. | Open Subtitles | من أجل قطع المزيد بيُسر، يلعق (نانوك) سِكيّنه المصنوع من عاج الفظ، التي على الفور تنصقل على الجليد. |
| Frederick'in geçen yıl safaride vurduğu filin dişinden oyulma. | Open Subtitles | نعم، انها منحوتة من ناب فيل اصابه (فريدريك) في رحلة الصيد العام الماضي |