| Dana Moore'un Dicey Hot olarak ikinci bir hayatı varmış. | Open Subtitles | (دانا مور), كانت تعيش حياة مزدوجة كـ (دايسي هوت). |
| Eğer Dicey öldürüldüyse ki bu büyük bir "eğer" Derbiden biri yapmış olamaz. | Open Subtitles | . - بجدية؟ إذا كانت (دايسي) مقتولة فهذا موضوع كبير و أنا متأكدة أن لا أحد من فريق التزلج له علاقة بالأمر. |
| Saha dışında Dicey'le ilgili ne söyleyebilirsin? | Open Subtitles | حسناً, لما لا تحدثني عن (دايسي) خارج مسار الحديث عن الفريق؟ |
| İki tane defans blokçusu var, Dicey tek golcümüzdü. | Open Subtitles | لديّ حاصرتين للفريق كأحتياطي لكن (دايسي) كانت هدّافتنا الوحيدة. |
| Dicey Hot olmadan South Shore Sirens final maçını kazanması garantiydi. | Open Subtitles | بدون (دايسي هوت) فريق (صافرات الشاطئ الجنوبي) مؤكد من أنه سيفوز بالمباراة النهائية |
| Galiba Şeker Stix'le Dicey sorunlarını kavgayla çözerlerdi. | Open Subtitles | أعتقد بأن (شوغر ستيكس)و (دايسي) كانتا تُكنّان ضغينة لبعضهما البعض |
| Şekerin Dicey'le derdi neymiş? | Open Subtitles | إذن، ماهي المشكلة بين (شوغر بيف) و (دايسي)؟ |
| Dicey okulda sizi tehdit etti, değil mi? | Open Subtitles | إذن (دايسي هوت) هددتكِ بتقديم تقرير في المدرسة؟ |
| Bakın, Dicey'le asıl kimin dalaştığını bilmek ister misiniz? | Open Subtitles | تريدان حقاً أن تعرفا من التي كانت تَكنّ ضيغة إتجاه (دايسي)؟ |
| Dicey'nin takımı bırakması konusunda ne biliyorsun? | Open Subtitles | مالذي تعرفينه بخصوص نيّة (دايسي هوت) في ترك الفريق؟ |
| Korkma, Dicey de olduğu gibi uzun sürmeyecek. | Open Subtitles | لا تقلقي،لن يأخذ هذا وقتاً طويلا كما إستغرقه مع (دايسي) |
| Ben onu Diamond Dolls'un yıldız golcüsü Dicey Hot olarak tanıdım. | Open Subtitles | كنت أعرفها بإسم... (دايسي هوت) مُسجِّلة نقاطٍ لامعة لفريق (الدمى الماسية) |
| Sizlerin bildiği Dana ve ve benim bildiğim Dicey böylece aynı kişi oluyor. | Open Subtitles | و أعتقد بأن (دانا) التي تعرفونها و (دايسي) التي أعرفها إجتمعتا معاً |
| Dicey takımın kalbi ve ruhuydu. | Open Subtitles | (دايسي), كانت قلب و روح هذا الفريق. |
| Geçen yaz Şeker Stix Dicey'yi kalleşçe yere yapıştırdı. | Open Subtitles | بحيلة رخيصة ضد (دايسي) ثم ضربتها بقوة |
| Dicey neler döndüğünü öğrenmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما إكتشفت (دايسي) مالذي كان يحدث |
| Tanrım, sendin o. Dicey'i sen öldürdün. | Open Subtitles | يا إلهي، أنت من قتلها قتلتَ (دايسي) |
| - Dicey bulduklarını sana anlattı mı? | Open Subtitles | هل أخبرتكِ (دايسي) بخصوص ما وجدت؟ |
| Dicey Hot'ın diyecektin. | Open Subtitles | -أنت تقصد (دايسي هوت ). |
| Dicey için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا أسفة لما حدث لـ(دايسي). |