| Bencil, aç gözlü, cahil materyalist, inatçı, dik kafalı biriydi. | Open Subtitles | لقد كانت أنانية ، انتهازية ، متحفظة مادية ، عنيدة متشبثة برأيها لقد كنت أحبها بجنون |
| Bu işe Kral'ı karıştırmadan kolayca halledebilirdik şayet bu kadar dik kafalı olmasaydın. | Open Subtitles | كان يمكننا أن نفعل هذا بالطرق السهلة وكان يمكننا أن ندع الملك خارج هذا الموضوع إذا لم تكونى عنيدة إن هذا هو عرضى الأخير |
| Anneme, onun ne kadar dik kafalı bir kız olduğunu söylüyordum. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أن الأم هي فتاة عنيدة جدا. |
| Ben Örümcek Adam'ı olduğu gibi tercih ederim dik kafalı, disiplinsiz, kolay sinirlenen. | Open Subtitles | انا احب طريقة سبايدر مان هذه عنيد وغير منضبط ويغضب سريعا |
| Beni bir saldırgan sananlar dik kafalı ya da insanlardan kaçtığımı sananlar bana karşı ne kadar da adaletsizlerdir. | Open Subtitles | ~~أولئك الذين يعتقدون أنني عدائي ~~عنيد وكاره للبشر ~~كم هم ظالمون لي |
| Bu Yahudilerin çok azı ona müteşekkir. dik kafalı nankörler. | Open Subtitles | و قليل من هؤلاء اليهود سيشكرونه طغمة المتمردين الجشعين هؤلاء |
| Evet ama, hastamız oldukça dik kafalı görünüyor. | Open Subtitles | نعم , و لكن مريضتنا تبدو عنيدة نوعاً ما |
| Neden bu konuda çok dik kafalı oluyorsun? | Open Subtitles | لماذا أنتِ عنيدة بشأن هذا الأمر؟ |
| Canım şimdi benimki de dik kafalı falan ama... | Open Subtitles | قلت لكِ أن ابنتي الغالية أنها عنيدة نوعاً ما... |
| Beni pataklamış olsan belki bu kadar dik kafalı olmazdım. | Open Subtitles | ربما لن اكون عنيدة |
| Çok dik kafalı anne. | Open Subtitles | وهي فتاة عنيدة جدا الأم. |
| Ne dik kafalı. | Open Subtitles | عنيدة جدا، هذا مؤكد |
| Ama Lipka'nın etkisi altında dik kafalı ve ilgisiz biri olur çıkar. | Open Subtitles | لكن تحت تأثير "ليبكـو"... سـتكون عنيدة ومنعزلة |
| Yani onun gibi dik kafalı ve inatçıyım. | Open Subtitles | أنا أتمسك برأيي و أنا عنيدة . . |
| - Leopold. - Asla dik kafalı bir kadın alma başa beladırlar. | Open Subtitles | أنا لا آخذ إمرأة عنيدة |
| Belki de bu kadar dik kafalı olmasaydım... | Open Subtitles | ربما لو لم أكن عنيدة جداً. |
| dik kafalı, kesinlikle dediğim dedik, diyen bir adam. | Open Subtitles | عجوز عنيد حقاً حريص على أسلوبه |
| dik kafalı olduğumu düşündüğünü biliyorum buna rağmen her zaman arkamda oldun. | Open Subtitles | (دايسون) اعرف انك تعتقد انني عنيد وانت كنت دائما هناك من اجلي |
| Hayır aslına bakarsan "dik kafalı" diyecektim. | Open Subtitles | لا , في الحقيقة, كنت ساقول "عنيد" |
| dik kafalı bir yavşaksın Mike. | Open Subtitles | انت وغد و عنيد يا مايك |
| Çok dik kafalı birisin. | Open Subtitles | إنّك فرد عنيد جداً. |
| Bu Yahudilerin çok azı ona müteşekkir. dik kafalı nankörler. | Open Subtitles | و قليل من هؤلاء اليهود سيشكرونه طغمة المتمردين الجشعين هؤلاء |