| Bu nedenle onu rahatsız etmemek için çok dikkatli olmak zorundayız. | Open Subtitles | هذا لما يجب علينا ان نكون حذرين جدا ألا نخربه |
| Evet, dikkatli olmak zorundayız. Kötülüğü uyandırmak istemeyiz. | Open Subtitles | نعم ، يجب أن نكون حذرين لكي لا نوقظ الشر |
| Güçlü el sizde de olsa, dikkatli olmak gerekir. | Open Subtitles | حتى عندما تكون اليد العليا لديّك فمن المهم أن تكون حذراً |
| Yine de, Beyaz Saray dikkatli olmak istiyor. | Open Subtitles | مع هذا، البيت الأبيض يصر على توخي الحذر و الحيطة |
| Fakat sen dikkatli olmak zorundasın; çünkü o adamın bana yanlış yaptığını hatırlıyorum tatlım. | Open Subtitles | لكن يجب أن تكوني حذرة لأنّني أتذكّر أن هذا الرجل فعل بي شئ خطأ |
| Artık sevişirken, dikkatli olmak zorundaydık. | Open Subtitles | لذا عندما نمارس الجنس، يتوجب عليّ أن أكون حذرا |
| Herkes onun gibi bu şehirde dikkatli olmak zorunda. | Open Subtitles | يجب على الجميع أن يكون حذراً في مدينة كهذه |
| Beni izleyebilirsiniz. Biz çok dikkatli olmak zorundayiz. | Open Subtitles | يمكنهم أن يتعقبوه علينا أن نكون حذرين للغاية |
| Vurulmadık ama, dikkatli olmak zorundaydık. | Open Subtitles | ونحن لم تحصل على النار، ولكن علينا أن نكون حذرين |
| Bu davada dikkatli olmak zorundayız. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن نكون حذرين مع هذه القضيّة. |
| Bu davada dikkatli olmak zorundayız. | Open Subtitles | حسناً، يجب أن نكون حذرين مع هذه القضيّة. |
| İşimizde dikkatli olmak gerekir. Eminim anlıyorsundur. - Evet. | Open Subtitles | عليك أن تكون حذراً بمهمتنا إنني متأكدٌ من أنك فهمت |
| Tamam, şu an için en önemli şey dikkatli olmak çünkü bu asıl şişe. Tamam mı? | Open Subtitles | حسناً، المهم الآن هو توخي الحذر لأنّ هذا هو الفيروس الحقيقي، مفهوم؟ |
| İsim seçerken dikkatli olmak gerek. | Open Subtitles | حسناً ، انت فقط عليك ان تكوني حذرة بخصوص الاسماء |
| Dışarıda vahşi bir hayvan geziyorken dikkatli olmak lazım. | Open Subtitles | الوحش بالجوار .علي أن أكون حذرا |
| Dişinin kendisini avlayıp, yememesi için erkek çok dikkatli olmak zorunda. | Open Subtitles | عليه أن يكون حذراً لئلا تظنّه فريسه وتأكله. |
| dikkatli olmak gerektiğini ve ne yapmak gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أن علي أن أكون حذراً وأعرف ما هو الواجب فعله. |
| Ben, ama dikkatli olmak çok zor. | Open Subtitles | ـ نعم. لكن من الصعب أن تكون حذرًا. |
| Şu anda bana söylediklerin konusunda çok dikkatli olmak istiyorsun. | Open Subtitles | تود أن تكون حريصاً للغاية بشأن ما تقوله لي الآن |
| Artık çok dikkatli olmak zorundasınız. | Open Subtitles | عليك توخّي الحذر بشدّة الآن! فأنت لست بحاجة لدخول دائرة الضوء! |
| Bu kadar olup bitenden sonra, dikkatli olmak en iyisi. | Open Subtitles | هل تسمع؟ مع كل ما حدث يجب ان تكون حذر |
| Çok içmekten değil, içince güvenilmez olduğundan dikkatli olmak zorundasın. | Open Subtitles | كما قال الرجل السمين, إن وجب أن تكون حذرا ألا تشرب كثيرا فهذا بسبب أنه لا يمكن الوثوق بك عندما تشرب كثيرا. |
| EM: Otonomi özellikleri hakkında dikkatli olmak istediğimiz bir durum bu kesinlikle. | TED | هذه بالتأكيد حالة يجب فيها الحذر من الإفصاح عن ملامح القيادة الذاتية. |
| Daha fazla zamana ihtiyacım vardı, ama dikkatli olmak zorundaydım. | Open Subtitles | أريد المزيد من الوقت ولكن يجب أن أكون حذرة |
| Dişi arayan bir erkek dikkatli olmak zorundadır. | Open Subtitles | .الذكر الباحث عن الأنثى ينبغي عليه أن يكون حذرا |