| Dışarıda kimin olduğunu bilmeden kapını açmakla dikkatsizlik yapmıyor musun? | Open Subtitles | ألم تكونى مهملة فى عدم إغلاقك الباب بينما لا تعرفين من الذى بالخارج ؟ |
| Nasıl böyle bir dikkatsizlik yapabildin? | Open Subtitles | كيف تكوني مهملة هكذا؟ |
| Ama burada, o kadar büyük bir dikkatsizlik katilin kaçmasına yol açabilir. | Open Subtitles | ولكن هنا، هذا النوع من الإهمال يمكن أن يؤدي إلى فرار قاتل |
| Yönetimde sen varsın. Bu çok büyük dikkatsizlik yaptığını gösteriyor. | Open Subtitles | انت تتولى امور المخيم هذا يظهر مظهر كبير من الإهمال |
| Bana olan borcuna sadık olduğun sürece. Sadece bir dikkatsizlik olduğuna eminim. | Open Subtitles | طالما لم تنس إلتزامك لى فأنا واثق أن هذا مجرد سهو |
| İlk seferinde şanssız bir dikkatsizlik olduğunu düşünmüştü. | Open Subtitles | لأول مرة، فكرت انها سهو المؤسفة. |
| Sürücü alkollüyken bir yayaya çarpınca, ihmalkarlıktan çıkıp dikkatsizlik sonucu adam öldürmeye girer. | Open Subtitles | عندما يكون السائق يشرب الكحول و يصدم أحد المشاة فإنه لم يعد إهمالاً بل تصبح جريمة قتل متهورة |
| dikkatsizlik. | Open Subtitles | يا للإهمال |
| Elena adının üzerinde bir dikkatsizlik lekesi. | Open Subtitles | مع لطخة شمع مهملة على الينا |
| Belki de dikkatsizlik etmişsindir. | Open Subtitles | ربما انك كنتِ مهملة |
| Dünyadaki çoğu şoförün en basit hatası aşırı hız ve dikkatsizlik. | Open Subtitles | السرعة و الإهمال كان رمز الأساسية معظم السائقين في جميع أنحاء العالم . |
| Böyle bir dikkatsizlik yemeği mahvedebilir. | Open Subtitles | الإهمال كهذا يمكن أن يفسد الطبق. |
| Ve bundan sonra dikkatsizlik olmayacak. | Open Subtitles | لا مزيد من الإهمال |
| - dikkatsizlik etmişsin. | Open Subtitles | هذا بسبب الإهمال |
| Nancy üzgünüm. Bu utanç verici bir dikkatsizlik. | Open Subtitles | (نانسي)، أنا آسف هذا سهو محرج |
| İkincisi dikkatsizlik gibi görünür. | Open Subtitles | أمّا في المرة الثانية، فإنّها تعتبر إهمالاً .. |
| En kötü ihtimalle bir dikkatsizlik olmuştur. | Open Subtitles | في أسوء الأحوال سيعتبر الأمر إهمالاً |
| Ne dikkatsizlik. | Open Subtitles | يا للإهمال |