| - Beni dinlemiyor. - İyi! Hele şükür bir şey öğrenmiş. | Open Subtitles | ـ لن يستمع إلي ـ جيد ، و أخيراً تعلم شيئاً |
| O adam deli. Polisleri dinlemiyor, ve o gaz patlayacak. | Open Subtitles | هذا الرجل معتوه، إنه لا يستمع للشرطة، وذلك الغاز سينفجر |
| - Ya, pardon, bakar mısın. - Bence seni dinlemiyor. | Open Subtitles | اووه ، المعذرة ، المعذرة لا أظن أنه يستمع لك |
| Onu durdurmak istedim, efendim. dinlemiyor. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أوقفها يا سيدي, ولكنها لم تستمع لكلامي. |
| Hepinize iyi antrenman yapmanızı söyledim; ama kimse beni dinlemiyor. | Open Subtitles | كم مرة قلت لكم أن تحافظوا علي مهارتكم ؟ لا أحد ينصت |
| Beni dinlemiyorsun ki. Kalbin dinlemiyor. Aşk hem kör, hem sağır. | Open Subtitles | أنت لا تصغي, قلبك لا يصغي, الحب أصم و ايضا اعمى |
| Sana da söyledim. Hiç dinlemiyor, haksız mıyım? | Open Subtitles | وأخبرتك إنّها لا تنصت أبداً، هل أنا محق؟ |
| Kimse yeterince dikkatli dinlemiyor. Ama ben bunun doğru olduğuna kesinlikle inanıyorum. | TED | ولم يستمع احدٌ بما فيه الكفاية حتى اليوم .. ولكني أؤمن بهذا جداً |
| Çalgı dinlemiyor hiç, binde bir gülümsüyor. | Open Subtitles | ولا يستمع للموسيقى نادراً ما يبتسم، وإذا ابتسم يبدو |
| Hep söylüyorum bir şeyler yapmalıyız diye, ama kimse dinlemiyor. | Open Subtitles | أظل أقول لك يجب أن نفعل شيئا حيال ذلك ، ولكن لا أحد يستمع. |
| Susmayacağım Chewbacca. Niye kimse benim sözümü dinlemiyor? | Open Subtitles | لا ، أنا لن اهدأ يا شوباكا لماذا لا يستمع إلىّ أحد ؟ |
| Ona bunun imkansız olduğunu söyledim ama dinlemiyor. | Open Subtitles | لقد كنت احاول ان اخبره انه لا فائدة , ولكنى لم يكن يستمع |
| - Bilmiyorum. Beni dinlemiyor. Belki de bir süre ortadan kaybolmalı. | Open Subtitles | لا أعرف إنه لا يستمع إلي ,يجب أن يختفي لفترة ,فليأخذ إجازة,أيكون هذا سيئاً؟ |
| Telefonda konuşmayı çok denedim, ama dinlemiyor. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أتحدث معها على الهاتف، لكنها لم تستمع. |
| Söylediğim hiçbir şeyi dinlemiyor Sokağa çıkma yasağını deliyor. | Open Subtitles | انها لا تستمع للكلام وتتجاهل مواعيد العودة للمنزل |
| Herkese söylemekten bıktım. Ama kimse dinlemiyor. | Open Subtitles | لقد تعبت مِن قول هذا للجميع لكن لا أحد ينصت إليّ |
| Bir salak gibi davranıyor. Kimse onu dinlemiyor. | Open Subtitles | ودائماً يتصرف بحماقة لا أحد يصغي لما يقوله |
| Ona anlattım ama beni bir türlü dinlemiyor. | Open Subtitles | متى سيرحل هؤلاء من هنا؟ لقد أخبرتها ولكنها لا تنصت لي |
| Şu an NSA'in aynı konuşmanın kaydını dinlemiyor olması için sadece dua edebiliriz. | Open Subtitles | لا يسعنا إلا أن ندعو بألا تكون وكالة الأمن القوميّ تصغي إلى تسجيل لنفس هذه المحادثة الآن |
| - Ben zevklerini genişletmek istedim ama nafile! O gürültüden başkasını dinlemiyor. | Open Subtitles | حاولت تحديث ذوقه لكن مستحيل هذه الضجة هي كل ما يسمع |
| Ama burası o kadar karışık ki kimse beni dinlemiyor. | Open Subtitles | الآن الوضع فوضوي جدّاً هنا ولا أحد يرغبُ في الاستماع إليَّ |
| Kimse dinlemiyor ki. İnsanlar yemek yerken de dinlemiyor ama yine de çalışıyoruz. | Open Subtitles | الناس لا يستمعون لنا وهم يأكلون انه نفس الشيئ |
| Profilsiz olma planını anlattığımda dinlemiyor muydunuz? | Open Subtitles | ألم تستمعي لي حين شرحت خطته تجاه ملفه الشخصي؟ |
| Birilerinin öleceğini biliyordum Demeye çalıştım. Beni kimse dinlemiyor. | Open Subtitles | تعلم انهم قتلوه اخبرنتك بهذا و لكن يسمعني احد |
| Oh hayır, o uzun zamandır beni dinlemiyor. | Open Subtitles | أوه لا، لقد توقفت عن الإستماع لي منذ زمن طويل |
| Neden seni dinliyor da beni dinlemiyor? | Open Subtitles | لماذا يَستمعُ إليك ولَيسَ ني؟ |
| Ama, gençlikte sıklıkla olduğu üzere dinlemiyor, özellikle de annesini. | Open Subtitles | لكن كما يحدث غالباً مع الشبان لا يصغون لا سيما لأمهاتهم |
| Büyüklerin sözünü dinlemiyor, onlara iğrenç diyor ve bunu buzdolabına yazıyor diye onunla konuşmak istedim. | Open Subtitles | فقط، كما تعرفين بشأن الإصغاء للبالغين وعدم وصفهم بالكريهي الرائحة أو كتابته على الثلاجة |