| dinlerler ve taklit ederler ve istedikleri gibi karıştırılar. | TED | إنهم يستمعون ويقلدون ويصيغون ما يريدون. |
| Neye benziyorlar? Nereliler? Ne tür müzik dinlerler? | TED | كيف هم؟ من أين هم؟ ما هي الموسيقى التي كانوا يستمعون إليها؟ |
| Konuşmanıza izin verseler bile, konuşmayı dinlerler mutlaka. | Open Subtitles | حتى لو تركوك تتحدّث إليها يا رجل ، فإنهم سيستمعون لكل كلمة تقولها |
| Şimdi; tüm çalışanlar yerel elemanlar, yani kim paralarını verirse onun sözünü dinlerler. | Open Subtitles | الآن، جميع أفراد الطاقم محليين، لذا سينصتون إلى أي شخص يدفع قيمة الفواتير |
| Bu adam boş çıktı dersin seni dinlerler. | Open Subtitles | سيصغون إليك، أخبرهم أنه لا نفع من هذا الرجل |
| Birini kaybeden insanlar hep dinlerler. | Open Subtitles | الناس الذين فقدوا أحداً في حياتهم يصغون دائماً... |
| ya da BTS veya Lizzo'yu dinlerler ya da 12 ay içinde okumaları için kız kardeşlerine, müdürlerine veya kendilerine mektup yazarlar. | TED | أو يسمعون بي تي إس أو ليزو، أو يكتبون خطاباً لشقيقاتهم أو رؤسائهم أو لأنفسهم، للقراءة في 12 شهراً. |
| Çocuklarını gizlice dinlerler Ve hemen ağlamaya başlarlar. | Open Subtitles | ينصتون لحديث الاخرين ويبكون لاقل الاسباب |
| ağaç dallarına ve gövdelerine hafifçe vurmak için kullanırlar, o sırada da yarasalara benzeyen kulaklarıyla ağaç kovuklarını dinlerler. | TED | فهم يستخدمون هذه الزوائد الطويلة للنقر على فروع الأشجار وجذوعها، بينما يستمعون لتجاويف الأشجار بآذانهم التي تشبه آذان الخفافيش. |
| ? Belki seni dinlerler. Ne de olsa eski mafyasın! | Open Subtitles | لعلهم يستمعون إليك أنت ألست رجل عصابات سابق |
| Tabii ki de dinleyecekler. Her zaman götoşları dinlerler. | Open Subtitles | بالتـأكيد سوف يـفعلون إنـهم دائمــاً يستمعون للحمـقى |
| Kararı verecek olan ben değilim tabii. - Tabii ki. - Yine de sözümü dinlerler. | Open Subtitles | لا أملك القرار النهائي ولكن غالبا يستمعون لرأيي |
| Evet, sahada olanlar biz olduğumuz için bizi dinlerler. | Open Subtitles | نعم ، و سوف يستمعون لنا لكوننا نحنُ من يؤدي الأمر |
| Hâlâ Senatörüm, beni dinlerler. | Open Subtitles | فانا مازلت المستشار الاول وهم سيستمعون لكلامي. |
| Doğru düzgün bir teklif yapsana. dinlerler, tanıyorum onları. | Open Subtitles | بربك فقط قدمي لهم عرضا حقيقيا سيستمعون أنا أعرفهم هم سـ |
| Çünkü şirketteki götler, şirket yalakalarını dinlerler. | Open Subtitles | لأنهم الشركاء الحمقي سيستمعون لأي منافق |
| Kurula durumu açıklarım. Belki bu kez beni dinlerler. Teşekkürler. | Open Subtitles | سوف اقدم لائحة الأعراض وربما سينصتون هذه المرة |
| Yalnızca-- yalnızca seni dinlerler. | Open Subtitles | إنهم فقط سينصتون لك |
| Çok geç değil. Abdullah, seni dinlerler. Kalmalarını sağlamalısın. | Open Subtitles | سيصغون اليك اجعلهم يبقون |
| Ve arkadaşlar birbirlerini dinlerler. Onlar... | Open Subtitles | والأصدقاء يصغون لبعضهم البعض إنهم لا... |
| Üniversitelerden verilen o kağıt parçasına sahip olmamama rağmen, sözümü hep dinlerler. | Open Subtitles | مع أنى ليس معى تلك الشهادة من الجامعة فهم يسمعون كلامى |
| -Çocuklarının seni dinlemediğini sanırsın, ama dinlerler. | Open Subtitles | ... أتعلم؟ قد يظن المرءُ أن أولاده لا ينصتون له لكنهم ينصتون |
| Cunku olu insanlari dinlerler, seni oldurmekten fazlasini yapmaliydi. | Open Subtitles | لأن الرجل الميت يلفت النظر لقد أراد أن يقوم بأكثر من مجرد قتلك |
| Sence beni dinlerler mi? | Open Subtitles | هل تعتقدي أنهم سيستمعوا لي؟ |