| Senato diplomatik bir gemiye saldırdığınızı duyunca bunun peşini bırakmaya... | Open Subtitles | مجلس الشيوخ الإمبراطوري لن يقبل بهذا عندما يسمعون بأنك هاجمت دبلوماسي |
| Senatonun bir üyesi olarak belki bu karışıklığı çözmek için diplomatik bir çözüm bulabilirim. | Open Subtitles | كعضو في مجلس الشيوخ ربما يمكنني التوصل إلى حل دبلوماسي لهذه الفوضى |
| Ödeme baharat olarak yapılacak ve silahsız diplomatik bir gemiyle nakledilecek. | Open Subtitles | الدفع سيكون في صورة توابل تسلم في سفينة دبلوماسية غير مسلحة |
| Kötü haber vermek için diplomatik bir yol yok. | Open Subtitles | لا يبدو أنه توجد طريقة دبلوماسية لقول الأخبار المأساوية |
| Dışişleri Bakanlığı için diplomatik bir belanın içine girdi bunun yüzünden. | Open Subtitles | لقد تم إنشاؤه على شيتستورم للدبلوماسية عن وزارة الخارجية |
| Panama'ya ait diplomatik bir çantayı duvara neden mi saklar? | Open Subtitles | -لماذا يخفي حقيبة " بنما " الدبلوماسية في الحائط ؟ |
| diplomatik bir çanta Rusya'dan yola çıkıp, buraya, Amerika'ya ulaştı. | Open Subtitles | غادرت حقيبة ديبلوماسية روسيا ووصلت هنا للولايات المتحدة. |
| Hapis cezası almış İngiliz değişim öğrencisi, Colin Hennessey adına çalışan diplomatik bir ekiple Santa Barbara bölgesinde kalıyordu. | Open Subtitles | الآن، لقد كانت تقيم "في منطقة "سانتا باربرا تعمل مع فريق دبلوماسي نيابةً عن سجين من تبادل الطلاب البريطاني |
| Sıkı korunan diplomatik bir mülke haftalarca hazırlık yapıp girmek bile riskli bir hareket. | Open Subtitles | اقتحما مبنى دبلوماسي بهذه الحراسة حتى بتخطيط أسبوع مشكوك فيه |
| Ama söz veririm ki Unalq ve Güney'le konuşup diplomatik bir çözüm bulacağım. | Open Subtitles | لكنني اعدك ِ بأنني سأعمل مع أونولاك والجنوب لحل دبلوماسي |
| Raiko, benden burada kalmamı ve Kuvira sorununa diplomatik bir çözüm bulmamı rica etti. | Open Subtitles | رايكو طلب مني ان ابقى هنا والمساعدة لايجاد حل دبلوماسي لمشكلة كوفيرا هذه |
| diplomatik bir sorun çıkmasını istemiyorsan kendi yoluna gitmeni öneririm. | Open Subtitles | إلا أن كنت تريد حادث دبلوماسي على عاتقك أقترح عليك أن تذهب في طريقك |
| Aaah.... Bu elçilik gemisidir. diplomatik bir görevdeyiz. | Open Subtitles | هذه سفينة قنصلية كانت فى مهمّة دبلوماسية |
| Neden bahsettiğinizi bilmiyorum. Ben bir senato üyesiyim ve Alderaan'a diplomatik bir görevle gidiyorum. | Open Subtitles | لا أَعرف عن ماذا تتحدث أَنا عضو مجلس الشيوخ إمبراطوريُ فى مهمّة دبلوماسية الى كوكب الديران |
| Bana diplomatik bir biçimde, siyasal bir sınıfın kara koyunu olduğum izah ediliyor ve bu cinayetlerin kaynağı konusunda hiçbir fikirlerinin bulunmadığı söyleniyor! | Open Subtitles | تم إخباري، بطريقة دبلوماسية بأني مكروه من بعض الساسة ورغم ذلك لا أحد يعرف من وراء جرائم القتل |
| Aranızdan küçük bir grubun Hebridan'a diplomatik bir gezi yapmanızı ayarladım. | Open Subtitles | لقد رتبت لمجموعة صغيرة منكم ليأتوا في زيارة دبلوماسية لكوكبنا |
| Başka bir ülkedeki diplomatik bir göreve gitmiyorum. | Open Subtitles | انا لست ذاهبة في مهمة دبلوماسية إلى بلاد أخرى. |
| Dışişleri Bakanlığı için diplomatik bir belanın içine girdi bunun yüzünden. | Open Subtitles | لقد تم إنشاؤه على شيتستورم للدبلوماسية عن وزارة الخارجية |
| Adamımız Ian, malın diplomatik bir çanta ile taşınmasını sağlıyor. | Open Subtitles | رجلنا (إيان) يرتب نقل المنتوجات والدفعات في الحقيبة المؤمنة الدبلوماسية |
| Kendisi diplomatik bir çevirmenin oğludur, bu nedenle de garanti altında... | Open Subtitles | وهو نجل مترجم الدبلوماسية |
| Umarım diplomatik bir dille nerelerine sokmaları gerektiğini söylemişsinizdir. | Open Subtitles | أتمنى انك قد قلت له بطريقة ديبلوماسية أن ينسى الامر |
| Onu bir diplomatik bir poşete koyup, eve gönderirlerdi. | Open Subtitles | كانوا سيضعونها فى حقيبة ديبلوماسية و تُرسَل إلى المنزل |