| Haritayı vereceğini söyleyerek, direnişin lideri ile gizli bir buluşma ayarlıyor. | Open Subtitles | قامت بتدبير اجتماع سري مع زعيم المقاومة باخباره أنها ستسلمه الخريطة |
| İngilizlere karşı direnişin yardımına koşmaya... mecbur olduğu bir adam. | Open Subtitles | ظهور رجل المقاومة ضد البريطانيون تشعر بأنها مضطرة للتجمع حوله |
| onlar ayaklanmaya karşı direnişin baş organizatörleriydiler. | TED | و قد كانوا ضمن المنظمين الأساسيين لحركة المقاومة ضد ذلك الإنقلاب |
| Biliyorum fakat bu mesajı gönderen dostum, direnişin liderlerinden biri. | Open Subtitles | اعرف ذلك. لكن الصديق الذي بعث بالرساله هو زعيم المقاومه. |
| Tankın önündeki bir adam, tüm dünyaya direnişin bir resmi, bir sembolü oldu. | TED | صورة لرجل يقف في مواجهة دبابة أصبحت رمز، لكل العالم، للمقاومة. |
| Doğrudan çatışmaya alternatif bulmak, şiddet içermeyen direnişin özüdür. | TED | وإيجاد بدائل للمواجهة المباشرة هي صلب المقاومة السلمية. |
| direnişin başlarında 10 ilâ 12 gün yetecek kadar kurşunumuz vardı. | Open Subtitles | فى بداية عمل المقاومة كانت لدينا ذخيرة تكفى لـ 10 أو 12 يوم من القتال |
| direnişin lideriyle tanışacaksın, "Meşale" diye tanınan bir adamla. | Open Subtitles | ,سوف تقابل قائد المقاومة .رجل إسمه الشعلة |
| Sabah, gündüz ekibi geldiğinde hemen direnişin liderlerinden biri olan Kapo Kaminski'ye koşup olanları anlattım. | Open Subtitles | وبالصباح وبقدوم كتيبة النهار اتجهت الى كابو كامينسكي أحد قادة المقاومة في كتيبة الموت |
| Silahlı direnişin gerekli olacağı zaman için hazırlanmaktayız. | Open Subtitles | نحن مستعدون للزمن فيه تكون المقاومة ضرورية. |
| Bunu kimler yaptıysa direnişin hızlı sonunu kendi elleriyle hazırlamış oldu. | Open Subtitles | أياً كان كلّ ما اُنجز كان لأسراع إنهاء المقاومة |
| Ne var ki, yok edilen direnişin kendisi olacak. | Open Subtitles | فيما عدا أن المقاومة هي من سيتم القضاء عليها |
| Ne zaman ki direnişin bütün yolları bize kapatıldı, işte o vakit silahlı mücadeleye başladık." | Open Subtitles | كنت فقط عندما كانت جميع أشكال المقاومة لم تعد مفتوحة لنا ولقد أصبحنا كفاح مسلح. |
| Sana söylemeyi unuttum. Atandım ya. direnişin bir parçasıyım. | Open Subtitles | لقد نسيت ان اقول لك، لقد ترقيّت يارجل، انا جزء من المقاومة |
| direnişin gidişatı ölü adamın son istekleriyle şekillendirebilir sanmıştım, şimdi farklı düşünüyorum. | Open Subtitles | لقد امنت ان طريق المقاومة قد يتشّكل بالأمنيات الأخيرة لرجل ميت ولكني أؤمن بشكل مختلف الآن |
| Belki de, direnişin yaptıklarından düşündüğünden daha fazla etkilendin ve bunu kabullenemiyorsun. | Open Subtitles | ربما ما حدث لك على أيدي المقاومة يؤثر عليك أكثر مما تهتم لتعترف |
| Max eğer Fransa'daki direnişin başına geçmeni istiyorlarsa | Open Subtitles | إنه يريدني أن أدير المقاومة في فرنسا ساعة الصفر |
| direnişin kaçınılmaz olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | أنا أؤمن تماماً أن نشاط المقاومه كان أمراً حتمياً |
| direnişin gerçek olmadığını sürdürmeye çalışan düşüncesuçluları var. | Open Subtitles | هنالك بعض مجرموا التفكير الذين يدعون ان المقاومه ليست حقيقيه |
| Ve sen Preston direnişin kurtarıcısı ve yok edicisi. | Open Subtitles | و أنت يابريستون. المنقذ المفترض للمقاومة. الأن هو مدمرها. |
| John'un amcası ve direnişin komuta subayı. | Open Subtitles | (ديريك رييز)، عمّ (جون) و قائد عامّ بالمقاومة |
| direnişin liderlerini toplayalım ve halkın önünde idam edelim. | Open Subtitles | لنقوم بجمع زُعماء المُقاومة ثم نُعدمهم علناً أمام العامة |
| Bay Hynes direnişin bir üyesi olmasa da 8 Ulusal Güvenlik çalışanı ve beş sivilin ölümüne sebep oldu. | Open Subtitles | سواء كان هو أو غيره فأن (هاينز) هو مؤمن حقيقي لقد قتل 8 من قوات الأمن الداخلي وايضاَ خمسة من المواطنين العـُـزل |