| Gerçekten de motosikletler hakkında heyecan verici şey şu: Mühendislik ve dizaynın mükemmel birleşimi. | TED | والمثير حقا في هذه الدراجة هي تكامل الهندسة مع التصميم |
| Evet, polisler ona bu konuyu sorduklarında tek söylediği bunun dizaynın bir parçası olduğuymuş | Open Subtitles | وعندما الشرطة استجوبتها كل ما قالته إنها كانت جزء من التصميم |
| Fluid Oto.'nun dizaynın üzerinde hiç bir söz hakkı veya yetkisi olmadığını söylemek. | Open Subtitles | إنكار ما حدث لخسارة حقوق الشركة على التصميم |
| Kötü dizaynın etkileri, hiçbir yerde daha fazla kalp kırıcı değildir veya iyi bir dizayn fırsatı daha zorlayacı, maddelerin fiziksel olarak işlemden geçtiği, hayatın sonuna kıyasla. | TED | لامجال لتأثيرات التصميم السيء أن تكون أكثر مأساوية أو الفرصة للتصميم الجيد أن تكون أكثر إلزاماً من نهاية الحياة حيث الأشياء جداً مرشحة ومركزة |
| Her yaprağın düşüşü, böceğin ayaklar altında ezilmesi bunlar bir dizaynın parçaları... çok karışık, bir kaosa benzeyen? | Open Subtitles | كل ورقة تسقط وكل نحلة تموت كله حول التصميم... |
| Deha dizaynın gerçekçiliğindeydi. | Open Subtitles | كانت في التصميم الاصلي , صح ؟ لذا .. |
| (Alkış) Yani bu gerçekten de dizaynın sohbet başlatabileceği bir durum. | TED | (تصفيق) وهنا تتضح امكانية التصميم لايصال الفكره. |
| Ve hepsi aynı dizaynın parçası. | TED | وهي كلها جزء من نفس التصميم. |
| Hepsi dizaynın parçasıydı. | Open Subtitles | لقد كان حول التصميم |
| Herşey dizaynın bir parçasıydı | Open Subtitles | كان بسبب التصميم |
| Herşey dizaynın parçasıydı | Open Subtitles | لقد كان جزء من التصميم |
| Herşey dizaynın bir parçasıdır, Sara. anlıyor musun? | Open Subtitles | إنه جزء من التصميم يا سارة |
| Herşey dizaynın bir parçasıdır, Sara. | Open Subtitles | كله جزء من التصميم يا سارة |
| Simek'teki dizaynın aynısı. | Open Subtitles | نفس التصميم على سيمك |