| Seni göt yalayıcı, neden böyle bir ırka doğmak istersin? | Open Subtitles | أيها الوغد، لماذا تريد أن تولد في جنس كهذا؟ |
| Eğer o acıya karşı savaşırsan sadece daha fazla acı yaratırsın ve doğmak isteyen şeyi engellersin. | TED | إذا كافحت إحداكن ضد هذا الألم، فإنك تحدثين المزيد من الآلم، وتمنعين ما يرغبُ في أن يولد. |
| Orası bütün dünyanın sevgi için ve korkuyla kaybolmuş kalplerinin tekrar doğmak için bekledikleri yer. | Open Subtitles | إنها لكل قلوب الأرض التي فقدت الحب و الخوف مستلقية تنتظر الولادة من جديد |
| Gece kontrolünü geçeli çok oldu. Neredeyse güneş doğmak üzere. | Open Subtitles | تخطّينا بكثير موعد التفقّد الليليّ الشمس تكاد تشرق |
| Onlarla birlikte iyileşmek, onlarla antrenman yapmak, birlikte savaşmak yeniden doğmak için yıllarımı geçirdim. | Open Subtitles | أمضيت أعماراً أرمم من قبلهم، أدرب من قبلهم، أقاتل لجوارهم أولد من جديد |
| Yeniden doğmak için... ölümle buluşmalısın. | Open Subtitles | .. عليك ِ أن تقابلي الموت إذا أردت ِ أن تولدي من جديد |
| Ölürsem tekrar çiçek olarak doğmak isterim. | Open Subtitles | ان مُت .. سوف اولد من جديد كـ زهره |
| 49 gün hayır işleri yap, ve yine insan olarak doğmak için dua et. | Open Subtitles | قم بالأعمال الخيرة لمدة 49 يوماً و صلِ أن تولد إنساناً مرة أخرى |
| O bebekken, annesi doğumun ortasında öldü yani doğmak üzereyken. | Open Subtitles | عندما كانت طفلة, امها توفت عندما كانت تولد |
| Artı, bu tanrının unuttuğu yerde yeniden doğmak. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنك تولد مجدداً في هذه المزبلة الخربة |
| Tek istediğim oğlanla konuşman, seni için değil, onun için değil, doğmak üzere olan bebek için. | Open Subtitles | كل ما أدعوك للقيام به هو محادثة الفتى، ليس من أجلك، ولا من أجله، إنما لأجل الطفل الذي يوشك أن يولد. |
| Bir sorun var. İçime yapışıp kaldı. Rahmimden ayrılıp burada doğmak istemiyor. | Open Subtitles | هناك خطب ما إنه يخدشني لا يريد ترك رحمي وكأنه لا يود أن يولد هنا |
| Yeniden doğmak mı istiyorsun, orda kalıp ölmek mi? | Open Subtitles | هل تود إعادة الولادة أو البقاء هناك و تموت؟ |
| - Ne kararı? Oğlun doğmak üzere. Adını ne koyacaksın? | Open Subtitles | لديك طفل على وشك الولادة ماذا ستُطلق عليه؟ |
| Gece kontrolünü geçeli çok oldu. Neredeyse güneş doğmak üzere. | Open Subtitles | تخطّينا بكثير موعد التفقّد الليليّ الشمس تكاد تشرق |
| Neredeyse gün doğmak üzere. | Open Subtitles | يجب أن تشرق الشمس الآن |
| Onlarla birlikte antrenman yapmak, yeniden doğmak için yıllarımı geçirdim. | Open Subtitles | أمضيت أعماراً أُدرب من قبلهم، أولد من جديد |
| "Bana yer açın, ben doğmak üzereyim". | Open Subtitles | افسحوا لي مجالا, أنا على وشك أن أولد |
| Sana söylediklerime şaşırma, tekrar doğmak gerekebilir. | Open Subtitles | الأعجوبة ليست التي قلتها إليك, أنت يجب أن تولدي من جديد. |
| - Ceres'te doğmak benim fikrim değildi. | Open Subtitles | لم تكن فكرتي في أن اولد في سيريس |
| Her zaman bunun doğmak için iyi bir müzik olduğunu hayal ederdim. | Open Subtitles | لطالما ظننت أن هذه ستكون موسيقى جيدة ...ليولد المرء و هو يسمعها |
| NasıI hissettiğini çok iyi biliyorum çünkü yirmi altı yıI önce ben de seninle aynı durumdaydım, tam doğmak üzereydim. | Open Subtitles | أعرف بالضبط كيف تشعر ؟ قبل 26 عاماً كنت في نفس وضعك على وشك أن اُولد |
| Eğer olabilseydi, tekrar ne olarak doğmak isterdin? | Open Subtitles | لو كنت تستطيع ذلك, ماذا تريد أن تكون إن ولدت من جديد? |
| Ama kontrol kısmı yoksa, bu parmak izi olmadan doğmak gibi bir şey. | Open Subtitles | لكن أن لا يكون لديكي ذلك كما لو كنت قد ولدتي بدون بصمات أصابعك |
| Bu şeyden çıkmak, doğmak gibi. | Open Subtitles | الخروج من هذا الشيء كالولادة من جديد |
| Rahip'in dediği gibi, yeniden doğmak için. | Open Subtitles | لتولد من جديد، كما يقول القسّ. |
| İşe gitme vakti. Güneş doğmak üzere. | Open Subtitles | حان وقت العمل الشمس ستشرق قريباً |