| Çocuk felcini sonlandırmak akıllıca ve yapılacak doğru şey. | TED | القضاء على شلل الأطفال هو شيء ذكي و هو الشيء الصحيح |
| Ancak bildiğimiz gibi yapılacak en doğru şey genellikle en kolayı değildir. | TED | مع ذلك، وكما نعرفُ، الشيء الصحيح الذي نقوم به ليس في الغالب هو الشيء السهل. |
| Bu yaplması gereken doğru şey, Lucy. doğru şey. | Open Subtitles | انه الشيء الصحيح للقيام به با لوسيا انه الشيء الصحيح |
| Bilmiyorum. Arzu her zaman yapılacak en doğru şey değildir. | Open Subtitles | لا أعرف , أعنى الحاجة ليست دائما الشئ الصحيح الذى تفعله |
| Umarım aklında bunun doğru şey olduğuna dair bir fikir vardır | Open Subtitles | أتمنى أن يكون لديك الشعور بأن هذا هو الصواب لتفعله |
| İfademi değiştirdim çünkü yapılması gereken doğru şey buydu. Bana borçlu değilsin. | Open Subtitles | لقد أفسدتُ جلسة الإستماع لأنه كان الأمر الصائب للقيام به، لا تدينين لي بأيّ شيء |
| Bütün gece boyunca neyin doğru şey olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لقد فكرت طوال الليل حول ما إذا كان ما أنا على وشك القيام به هو الشيء الصحيح. |
| Kesinlikle yapılacak en doğru şey bu olur. | Open Subtitles | هذا هو بالتأكيد الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله. |
| Belki de sana dostça söylenecek en doğru şey, "senin için endişeleniyorum" olur. | Open Subtitles | ربما كان الشيء الصحيح هو أن أقول لك كصديق أنني قلق عليك |
| Bak, bana karşı ne hissediyorsan hisset... ama yapılacak doğru şey bu... | Open Subtitles | ... انظري, مهما كان شعورك نحوي هذا هو الشيء الصحيح فعله ... |
| Blair ve ben ayrıldık, ve bunun, yapılacak en doğru şey olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | بلير وانا انفصلنا واعلم انه الشيء الصحيح الذي فعلته |
| Yapılması gereken en doğru şey bu ve bunu da biliyorsunuz. | Open Subtitles | أن هذا الشيء الصحيح لفعلة ، وأنتم تعلمون هذا |
| Biliyorum, ama bana yapılacak en doğru şey gibi geliyor. | Open Subtitles | إنها خطوة كبيرة يا مايك أعرف, و لكنها تشعرني أن هذا الشيء الصحيح الذي يجب فعله |
| - Hayır, yapmamız gereken doğru şey bu olduğu için. - Evet, aşıksan belki. | Open Subtitles | لا ، لكن بسبب أنها الشئ الصحيح الذي يجب أن نفعله |
| Yapılacak doğru şey, bu gibi görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | يبدو ان هذا هو الشئ الصحيح الذى يجب ان افعله , صحيح ؟ |
| Yardım etmeye gider, ama sırf doğru şey bu olduğu için değil, aynı zamanda, affetmesini istemek için en iyi yolun bu olacağını düşündüğünden. | Open Subtitles | .. وستذهب لمساعدتها .. ليس فقط لأن هذا هو الصواب ولكن لأنها الطريقة الوحيدة التي .. تستطيع أن تفكر فيها |
| - Hizmetçi bunu bize verdi. Yine de ona bahşiş vermelisin. Yapılacak doğru şey bu. | Open Subtitles | قامت الخادمة بإعارتنا هذه لا زال عليكِ منحها نفحة فهذا الأمر الصائب فعله |
| doğru şey birbirimizi bir daha asla görmemek mi yani? | Open Subtitles | لكن هل عدم رؤيتنا لبعضنا ثانية هو الشىء الصحيح ؟ |
| Bir çocuğu annesinden ayırmak hoşuma gitmiyor ama şüphesiz ki böylesi bir durumda yapılacak en doğru şey bu. | Open Subtitles | إني لا أستمتع بأخذ طفل من والدته لكنّ في هذه القضية، من الواضح أنه الأمر الصواب الذي ينبغي فعله |
| Korkmadık. Böyle yapıyoruz çünkü yapılacak doğru şey bu. | Open Subtitles | لسنا خائفين، فقط نظن أن هذا الشيء الصائب لفعله. |
| doğru şey olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه الشيئ الصحيح الواجب فعله |
| Şimdi bana, eğer benim ameliyata girmememi isteseniz bile, doğru şey olup olmadığını sorun. | Open Subtitles | اسألني ما إن كان هذا هو التصرف السليم حتى إن طالبت بألا أساعد أنا بالجراحة |
| Bunun en doğru şey olduğuna inanıyorum, ama bu kararı sizin adınıza veremem. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا هو القرار الصحيح لفعله ولكن لا يمكنني أن أخذ هذا القرار بدون موافقتكم جميعاً |
| Ayrıca Müdür olarak bana saldırması tek doğru şey. | Open Subtitles | كمدير,على الرغم من ذلك انه فقط من الصواب أن يقع كل هذا على عاتقى |
| Tüm hepsinin hakikati düşünmesi doğru şey olduğu gibi aynı zamanda dünyanın sonuydu. | Open Subtitles | جميعهم اعتقدوا أن الحقيقة هي الشي الصحيح ولكنها في الحقيقة هي نهاية العالم |
| Yasadışı ve tehlikeli olsa da bence yapılması gereken en doğru şey bu. | Open Subtitles | حتى وإن كان غير قانوني وخطير ؟ أعتقد أنه الشيء الصواب |
| Çocuk felcinin ortadan kaldırılmasının bitirilmesi yapılacak doğru şey. | TED | إنجاز عملية التخلص من شلل الأطفال هو الأمر الصحيح. |
| Ağzını açmadan önce, bunun yapılacak en doğru şey olduğundan emin ol. | Open Subtitles | قبل ان تفتح فمك بكلمة واحدة تأكد ان هذا هو العمل الصحيح |