"doğru şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • الشيء الصحيح
        
    • الشئ الصحيح
        
    • هو الصواب
        
    • الأمر الصائب
        
    • الشىء الصحيح
        
    • الأمر الصواب
        
    • الشيء الصائب
        
    • الشيئ الصحيح
        
    • السليم
        
    • هو القرار الصحيح
        
    • الصواب أن
        
    • الشي الصحيح
        
    • الشيء الصواب
        
    • هو الأمر الصحيح
        
    • العمل الصحيح
        
    Çocuk felcini sonlandırmak akıllıca ve yapılacak doğru şey. TED القضاء على شلل الأطفال هو شيء ذكي و هو الشيء الصحيح
    Ancak bildiğimiz gibi yapılacak en doğru şey genellikle en kolayı değildir. TED مع ذلك، وكما نعرفُ، الشيء الصحيح الذي نقوم به ليس في الغالب هو الشيء السهل.
    Bu yaplması gereken doğru şey, Lucy. doğru şey. Open Subtitles انه الشيء الصحيح للقيام به با لوسيا انه الشيء الصحيح
    Bilmiyorum. Arzu her zaman yapılacak en doğru şey değildir. Open Subtitles لا أعرف , أعنى الحاجة ليست دائما الشئ الصحيح الذى تفعله
    Umarım aklında bunun doğru şey olduğuna dair bir fikir vardır Open Subtitles أتمنى أن يكون لديك الشعور بأن هذا هو الصواب لتفعله
    İfademi değiştirdim çünkü yapılması gereken doğru şey buydu. Bana borçlu değilsin. Open Subtitles لقد أفسدتُ جلسة الإستماع لأنه كان الأمر الصائب للقيام به، لا تدينين لي بأيّ شيء
    Bütün gece boyunca neyin doğru şey olduğunu düşündüm. Open Subtitles لقد فكرت طوال الليل حول ما إذا كان ما أنا على وشك القيام به هو الشيء الصحيح.
    Kesinlikle yapılacak en doğru şey bu olur. Open Subtitles هذا هو بالتأكيد الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله.
    Belki de sana dostça söylenecek en doğru şey, "senin için endişeleniyorum" olur. Open Subtitles ربما كان الشيء الصحيح هو أن أقول لك كصديق أنني قلق عليك
    Bak, bana karşı ne hissediyorsan hisset... ama yapılacak doğru şey bu... Open Subtitles ... انظري, مهما كان شعورك نحوي هذا هو الشيء الصحيح فعله ...
    Blair ve ben ayrıldık, ve bunun, yapılacak en doğru şey olduğunu biliyorum. Open Subtitles بلير وانا انفصلنا واعلم انه الشيء الصحيح الذي فعلته
    Yapılması gereken en doğru şey bu ve bunu da biliyorsunuz. Open Subtitles أن هذا الشيء الصحيح لفعلة ، وأنتم تعلمون هذا
    Biliyorum, ama bana yapılacak en doğru şey gibi geliyor. Open Subtitles إنها خطوة كبيرة يا مايك أعرف, و لكنها تشعرني أن هذا الشيء الصحيح الذي يجب فعله
    - Hayır, yapmamız gereken doğru şey bu olduğu için. - Evet, aşıksan belki. Open Subtitles لا ، لكن بسبب أنها الشئ الصحيح الذي يجب أن نفعله
    Yapılacak doğru şey, bu gibi görünüyor, değil mi? Open Subtitles يبدو ان هذا هو الشئ الصحيح الذى يجب ان افعله , صحيح ؟
    Yardım etmeye gider, ama sırf doğru şey bu olduğu için değil, aynı zamanda, affetmesini istemek için en iyi yolun bu olacağını düşündüğünden. Open Subtitles .. وستذهب لمساعدتها .. ليس فقط لأن هذا هو الصواب ولكن لأنها الطريقة الوحيدة التي .. تستطيع أن تفكر فيها
    - Hizmetçi bunu bize verdi. Yine de ona bahşiş vermelisin. Yapılacak doğru şey bu. Open Subtitles قامت الخادمة بإعارتنا هذه لا زال عليكِ منحها نفحة فهذا الأمر الصائب فعله
    doğru şey birbirimizi bir daha asla görmemek mi yani? Open Subtitles لكن هل عدم رؤيتنا لبعضنا ثانية هو الشىء الصحيح ؟
    Bir çocuğu annesinden ayırmak hoşuma gitmiyor ama şüphesiz ki böylesi bir durumda yapılacak en doğru şey bu. Open Subtitles إني لا أستمتع بأخذ طفل من والدته لكنّ في هذه القضية، من الواضح أنه الأمر الصواب الذي ينبغي فعله
    Korkmadık. Böyle yapıyoruz çünkü yapılacak doğru şey bu. Open Subtitles لسنا خائفين، فقط نظن أن هذا الشيء الصائب لفعله.
    doğru şey olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles أعتقد أنه الشيئ الصحيح الواجب فعله
    Şimdi bana, eğer benim ameliyata girmememi isteseniz bile, doğru şey olup olmadığını sorun. Open Subtitles اسألني ما إن كان هذا هو التصرف السليم حتى إن طالبت بألا أساعد أنا بالجراحة
    Bunun en doğru şey olduğuna inanıyorum, ama bu kararı sizin adınıza veremem. Open Subtitles أنا أعلم أن هذا هو القرار الصحيح لفعله ولكن لا يمكنني أن أخذ هذا القرار بدون موافقتكم جميعاً
    Ayrıca Müdür olarak bana saldırması tek doğru şey. Open Subtitles كمدير,على الرغم من ذلك انه فقط من الصواب أن يقع كل هذا على عاتقى
    Tüm hepsinin hakikati düşünmesi doğru şey olduğu gibi aynı zamanda dünyanın sonuydu. Open Subtitles جميعهم اعتقدوا أن الحقيقة هي الشي الصحيح ولكنها في الحقيقة هي نهاية العالم
    Yasadışı ve tehlikeli olsa da bence yapılması gereken en doğru şey bu. Open Subtitles حتى وإن كان غير قانوني وخطير ؟ أعتقد أنه الشيء الصواب
    Çocuk felcinin ortadan kaldırılmasının bitirilmesi yapılacak doğru şey. TED إنجاز عملية التخلص من شلل الأطفال هو الأمر الصحيح.
    Ağzını açmadan önce, bunun yapılacak en doğru şey olduğundan emin ol. Open Subtitles قبل ان تفتح فمك بكلمة واحدة تأكد ان هذا هو العمل الصحيح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more