| Sonra iki düzine insan daha bu isimsiz e-posta adresine katılmak için mail attı. Ama gerçekten iddia ettikleri işe sahip olduklarını doğruladım. | TED | وبعد ذلك دزينتين من الناس في الحقيقة راسلوا للمشاركة إلى عنوان البريد المجهول لكني أكدت بأنهم عملوا في الحقيقة عندهم الوظائف إدعوا بأنهم عندهم |
| Kemoterapiyi çoktan durdurdum ve Fabry'yi doğruladım. | Open Subtitles | لقد أوقفتها بالفعل و أكدت داء فابري |
| - Sadece zaten bildikleri şeyleri doğruladım. | Open Subtitles | أنا فقط أكدت ما قد عرفوه بالفعل |
| Kim olduğun hariç bana söylediğin her şeyi doğruladım. | Open Subtitles | عدا هويتك، لم أستطع التأكد من أيّ شيء قلته لي. |
| Kim olduğun hariç bana söylediğin her şeyi doğruladım. | Open Subtitles | عدا هويتك، لم أستطع التأكد من أيّ شيء قلته لي. |
| Sokak ve Halk Sağlığı Hizmetleri Bölümü'nden doğruladım. | Open Subtitles | لقد تأكدت من الأمر مع البلدية وإدارة الصحة العامة. |
| Uzun menzilli bir tüfeğe ait büyük kalibreli bir mermi olduğunu doğruladım. | Open Subtitles | لقد تأكدت من كونها طلقة نارية ذات عيار كبير انطلقت من بندقية طويلة المدى |
| Kendisi bir şekilde biliyordu ve ben sadece doğruladım. | Open Subtitles | هي علمت بشكل ما ثم أنا أكدت لها |
| Bu sabah onu doğruladım. | Open Subtitles | أكدت ذلك في الصباح |
| İyi haber, Takada'nın gerçekten de kanamalı ateşten öldüğünü doğruladım. | Open Subtitles | الخبر الجيّد أن أكدت بدون شك أنّ (تاكادا) توفي حقا من حمى نزيفية. |
| Paul'ün karısının mazeretini tekrar doğruladım. Sağlam. | Open Subtitles | أكدت زوجة (بول) ثانية حجة الغياب إنها كلمة موثوقة |
| Evet, doğruladım. | Open Subtitles | الجحيم، نعم، أكدت. |
| Warlegganlar değil, bunu doğruladım bile. | Open Subtitles | لقد تأكدت من ذلك |
| Gerçekliğini doğruladım. | Open Subtitles | لقد تأكدت منها |