| Merkezi metaforları bir dokuma tezgahı. | TED | المجاز المركزي عندهم هو عبارة عن نول نسيج |
| Halı dokuma üniteleri kurduk kadınlar için meslek eğitimleri verdik. | TED | أنشأنا وحدات نسيج للسجاد، دورات تدريبة للنساء. |
| Bana bunn eski bir dokuma tezgahında yapıldığını söyleyecek. | Open Subtitles | يخبرونني بأن هذا النسيج تم صنعه على منوال صناعي. |
| Görüşüm biraz bulanık ancak hâlâ dokuma yapabiliyorum. | Open Subtitles | بصري مشوّش، لكن ما زال يمكنني أن أنسج. هذا حيث لديّ مشاكل الآن. |
| dokuma atölyemi gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت غرفة الحياكة الخاصة بي؟ |
| Yün dokuma. İşte orada. | Open Subtitles | حائك الصوف ها هو ذا |
| Bu sebeple, dokuma öğrenme arayışım başlamış oldu. | TED | لهذا بدأت بحثي لمعرفة كيف يمكنني أن أتعلم كيفية النسج |
| Tiftik dokuma doğum kanalının ortasında bir yerde? | Open Subtitles | في مكان ما من وسط قناة صوف الأنغورا للولادة |
| Açık mavi dokuma iplik kumaşa özel bir karakter kazandırmış. | Open Subtitles | هنالك خيط ازرق منسوج والذي يعطيه طابعا خاصاً |
| Altın deri 12 santim dokuma topuklar. | Open Subtitles | جلد ذهبي, نسيج خمس بوصات, كعب إسفين غصن. |
| Sıradışı bir dokuma tezgâhı bile dünyanın en sıkıcı şeyi. | Open Subtitles | حتى آلة نسيج استثنائية هو أكثر شيء ممل بوسعي التفكير به |
| Acele etmeyin! Bu sıradan bir dokuma tezgâhı değil! | Open Subtitles | ليس بهذه السرعة هذه ليس آلة نسيج عادية |
| 18. yüzyılda dokuma fabrikası işçileri sık sık zehirleniyordu. Yeşil elbise giyen kadınlar arseniğe maruz kaldıkları için baygınlık geçiriyorlardı. | TED | وعليه، في القرن 18 تعرض عمال مصانع النسيج للتسمم غالبًا، والنساء مرتديين أثواب خضراء مرضن حسبما قيل بسبب تعرضهن للزرنيخ على البشرة. |
| El dokuma işi bitti. | Open Subtitles | أصبح العمل فى النسيج اليدوى غير مجدى |
| - Bayan Petren dükkanı devraldı. - Evet, dokuma dükkanı olacak. | Open Subtitles | ـ سيدة (بيترن) اشترت المتجر ـ أجل وسيصبح متجراً لبيع النسيج |
| Çok tuhaf... Çünkü ben de dokuma yapıyorum. | Open Subtitles | هذامُضحكلأنهبالواقع،إنني أنسج ... |
| Sierra Leone'deki halk şiirlerini belgelemek, Gaza'daki geleneksel dokuma örneklerini korumak, Tacikçeyi yeniden canlandırma vs. | TED | مشاريع حول العالم وثقت الشعر الشفوي في سيراليون، تحافظ على تقاليد الحياكة في غزة، إعادة إنعاش لغة في طاجاكستان، إلخ، إلخ... |
| Anlamadım Sheldon bir tezgah alıp dokuma yapmayı mı öğrendi? | Open Subtitles | المعذرة, (شيلدون) اشترى آلة خيط يدوية وتعلم الحياكة ؟ |
| Zihnin dokuma tezgahında hayallerin dokuyucusu. | Open Subtitles | حائك من الأحلام تلوح في العقل |
| 17. yy'da dokuma tezgahlarında uğraşan insanlar buharlı makinelerin geldiğini göremedi. | Open Subtitles | حسناً، الناس الذين يعملون على أدوات النسج في القرن السابع عشر، أتعرف لم يروا المحرك البخاري |
| Düz dokuma, el boyası yünler. | Open Subtitles | منسوج مسطح من الصوف المصبوغ |