| Bunlara bir daha dokunmamamız gerektiğini biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا الان نعلم لابد ان لا نلمس هذه الاشياء |
| Ama Ulusal Taşımacılık Emniyet Dairesi hiçbir şeye dokunmamamız konusunda kesin konuştu. | Open Subtitles | و لكن المركز المسؤل عن سلامة النقل كان لديه أمر واضح بأنّهم لم يريدونا أن نلمس أيّ شئ |
| Bu yüzden dokunmamamız gereken şeylere dokunmamalıyız. | Open Subtitles | ولهذا الغرض لا نلمس أي شيء ليس من المفترض لمسه |
| Bir şeye dokunmamamız söylendi mi başımıza geleceği bilsek bile genelde gider ona dokunuz. | Open Subtitles | عندما يُطلَبُ منّا أن لا نلمس شيئا... في العادة نقوم بلمسه، حتى لو كنا نعرف الأفضل. |
| Hiçbir şeye dokunmamamız gerekiyor. | Open Subtitles | ليس من المفترض بنا أن نلمس أي شيء |
| Hiçbir şeye dokunmamamız şartıyla. | Open Subtitles | لا نلمس أي شيء. |
| Elvis, hiçbir şeye dokunmamamız gerekiyor.. | Open Subtitles | ألفيز, ينبغي ألا نلمس شيئا |