| "Başıma dokunsam acıyor, bacaklarıma dokunsam acıyor, | Open Subtitles | عندما ألمس رأسي أشعر بالألم سيقاني .. أشعر بالألم |
| Sadece Buckland'da ne zaman bir şeye dokunsam, imge görme riskim var, ve bu benim için çok duygusal bir şey. | Open Subtitles | أعني في كل مرة ألمس فيها شيئاً في المؤسسة فإنني أخاطر باتضاح رؤية لي، و هذا عاطفي جداً بالنسبة لي |
| Eğer sadece yatakta onun olduğu tarafa ulaşıp dokunsam soğuk olacağını bilirim. | Open Subtitles | إن كان بإمكاني فقط... أن أمد يدي و ألمس جابنها من الفراش سأعرف أنه بارد |
| Neye dokunsam, yerle bir oluyor. | Open Subtitles | كل ما ألمسه يذهب فى التراب |
| Neye dokunsam kurutuyorum. | Open Subtitles | كل شيء ألمسه يتحول الى قمامة |
| Sana ne zaman dokunsam geri kaçıyorsun. | Open Subtitles | اللحظة التى المسك فيها ، تتراجع |
| Sana ne zaman dokunsam geri kaçıyorsun. | Open Subtitles | اللحظة التى المسك فيها ، تتراجع |
| Ne zaman taşlara dokunsam, düşünmeden onları oynatabiliyordum. | Open Subtitles | كنت ألمس القطع وحسب وأحركها أينما أردت |
| Akıllı görün ne zaman burnuma dokunsam, kulağıma fısılda. | Open Subtitles | عليك أن تبدو حكيماً ، و... وفي كل وقت ألمس فيه أنفي عليك أن تهمس في أذني |
| Dükkânda o kadar azgın bir çikolata labradorumuz var ki ne zaman kulağına dokunsam boşalıyor. | Open Subtitles | ولدينّا نوع (تشوكليت لاب) في المتجر الذي يكون متحمس للغاية، في كل مرة ألمس أذنه، يقذف وحسب. |
| Neye dokunsam altına dönüşüyor! | Open Subtitles | ! كل شيء ألمسه يتحول إلى ذهب |
| Ne zaman sana dokunsam Kıvılcım çıkıyor. | Open Subtitles | عندما المسك اشعر بالاثارة. |