| Kendime düşünüyordum ama, Raffaello'nun çok fena dokunuşları var. | Open Subtitles | أنا نفسي كنت على وشك القيام بذلك لكن رافايللو لديه لمسة تعتبر الأكثر إثماً. |
| Robby'nin çok hoş kadınsı dokunuşları olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | وكل ظني أن "روبي" هو من أضاف لمسة أنثوية ساحرة على المكان |
| Ed'in dokunuşları yaşlı bir adamın dokunuşları gibi değildi. | Open Subtitles | إد وأبوس]؛ كان الصورة التي تعمل باللمس لا لمسة من رجل كبير السن. |
| Şu son dokunuşları yapar yapmaz size döneceğim. | Open Subtitles | ،بمجرد أن أضع اللمسات على هذا .سأكون طوع أمركما. |
| Bir fikir bir hareketi oynamak Jack, filmi düzenlerken... gerekli yerlerde son dokunuşları yapacak. | Open Subtitles | التعتيم, فكرة حركة. جاك سيضع اللمسات الأخيرة معاً... . |
| Bir erkeğin sıcak dokunuşları acını dindirebilir. | Open Subtitles | اللمسة الدافئة للعاشق قد تهدئ آلامي |
| Kişisel dokunuşları sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم أنه يحب اللمسة الشخصية. |
| İyileştirici dokunuşları küçümsememek gerek. | Open Subtitles | لا تقللي أبداً من شأن لمسة الشفاء |
| Evet, şifa veren dokunuşları var. | Open Subtitles | أجل، لديها لمسة سحرية |
| Bu senin için asla gerçekleşmeyecek, Archie. Melba'nın daha yumuşak dokunuşları tercih ettiğini söyleyebiliriz. | Open Subtitles | لن يتحقق هذا معك أبداً يا (آرتشي)، لنقل أن (ميلبا) تفضّل لمسة أنعم. |
| - Çok hassas dokunuşları vardır. - Teşekkürler. | Open Subtitles | لديها لمسة حساسة |
| Öyle biri olsun ki, yumuşacık dokunuşları olsun. | Open Subtitles | # اريد حبيب مع لمسة سهله # |