| Bu onu normal icra makamları tarafından Dokunulmaz kılıyor. | Open Subtitles | الامر الذي يجعله محصن, ضد أي قاضي. |
| Güvende ve Dokunulmaz hissediyordum. | Open Subtitles | أشعر بالأمان ، أنا محصن |
| Çocuklar adımı ve ünvanlarımı taşıyor böylece Dokunulmaz olabilirler. | Open Subtitles | ، الأولاد تحمل اسمي و الآن ألقابي ، و هذا سيجعلهم ذوي حصانة |
| Eski polis, yeni belediye baskan adayi. Adam Dokunulmaz. | Open Subtitles | الشرطي السابق ، و العُمدة المُقبلة ، رجل ذو حصانة. |
| Kişisel korumaları onu Gizli Servis'e verdiğinde bir nevi Dokunulmaz olacak. | Open Subtitles | بمجرد أن يسلمه حرسه الخاص لحرس المخابرات لن يمكن المساس به |
| Kanıt ararken, DIA'in listesindeki kırmızı etiketli "Dokunulmaz" yazısını da görmediniz mi? | Open Subtitles | هل دققت في المذكرة التي كتب عليها باللون الأحمر " ممنوع اللمس" |
| Başkanın, Dokunulmaz olacak şekilde sürgün ettikten sonra onu Kuzey Afrika'da tuttuğumuzu sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أننا عزلناها فى شمال أفريقيا بعد أن نفاها الرئيس واعطاها الحصانة |
| Parası ve politik bağları onu Dokunulmaz yapmış. | Open Subtitles | نقوده وعلاقاته السياسية جعلت منه مُحصناً. |
| Ferrous'la olan çarpışmadan sonra herkes Dokunulmaz olduğumuzu düşünüyor. | Open Subtitles | الجميع يعلمون أنّنا منيعون منذ مناوشتنا مع الشركة الحديديّة. |
| Savaş lordları Dokunulmaz olabilir, fakat bir çeşit onur anlayışları var. | Open Subtitles | ربما يكونون ( أسياد الحروب ) محصّنين ولكن لديهم مباديء شرف |
| Dokunulmaz olduğu düşünülmüştür. | Open Subtitles | أعني أنه كان يعتبر شخص محصن. |
| Dokunulmaz olduğu düşünülmüştür. | Open Subtitles | أعني أنه كان يعتبر شخص محصن. |
| Ness değilim. Dokunulmaz değilim. | Open Subtitles | انا لست نيس انا لست محصن |
| Onların güvenliğini garanti ediyoruz. Ama onlara Dokunulmaz vermeyeceğiz. | Open Subtitles | نستطيع ضمان حمايتهم ولكن لن نمنحهم حصانة |
| Dokunulmaz oldukları için tutuklayamadığımız... efendim! | Open Subtitles | راقبوا أي أحد يقول أن لديه حصانة من التعرض للاعتقال. |
| O pislik Dokunulmaz. | Open Subtitles | اللعين لديه حصانة |
| Şu kısma bakacak olursan CIA, Ahmet için Dokunulmaz dememiş mi? | Open Subtitles | أعني,هل تري هذا المقطع؟ حيث تقول السي اي ايه ان احمد لا يمكن المساس به |
| Sermaye Piyasası Kurulu kadının Dokunulmaz olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | .لجنة الاوراق المالية والبورصات تقول أن لا يمكن المساس بها |
| Federov general olarak Dokunulmaz olabilir. | Open Subtitles | مجرد جنرال ، سأقول بأنه من الصعب المساس به |
| Kanıt ararken, DIA'in listesindeki kırmızı etiketli "Dokunulmaz" yazısını da görmediniz mi? | Open Subtitles | هل دققت في المذكرة التي كتب عليها باللون الأحمر " ممنوع اللمس" |
| İfadesi karşılığında Dokunulmaz hakkı veriyorlar. | Open Subtitles | حسناً ، في مقابل شهادته فإنّه يحصل على الحصانة عن جرائمه السابقة |
| Parası onu Dokunulmaz yapmış. | Open Subtitles | نقوده وعلاقاته السياسية جعلت منه مُحصناً. |
| Siz Ruslar, her zaman Dokunulmaz olduğunuzu düşünürsünüz. | Open Subtitles | -المشكلة معكم أيها الروسيون ,أنكم تعتقدون أنكم منيعون -تباً لك |
| - Evet, fakat Kitapta kılıçlarının, onları sadece korumadığını, Dokunulmaz yaptığı yazıyor. | Open Subtitles | - أجل، ولكن كتاب الظلال يَذكر - ...بأنهم طالما يملكون السيف، فإنهم ليسوا محميّين فقط ولكنهم محصّنين من أسلحة الرجال أيضاً |
| Bu arada Melissa, bana karşı cinsel açıdan Dokunulmaz olsan da ara sıra Michelin adamının da hayalini kuruyorum. | Open Subtitles | بما أنكِ محصنه ضد أي فعل جنسي يصدر مني لقد حدثت لي تخيلات |
| "...Dokunulmaz haklarla donatılmışlardır. | Open Subtitles | حقوقا غير قابلة للمساس بها, هي: |