| Maskelerle dolaşıyorlar, kafalarına bir şey takıyorlar. | Open Subtitles | هل تعلم أنهم يتجولون وهم يلبسون أقنعة ويضعون أشياءا على رؤوسهم؟ |
| Maskelerle dolaşıyorlar, kafalarına bir şey takıyorlar. | Open Subtitles | هل تعلم أنهم يتجولون وهم يلبسون أقنعة ويضعون أشياءا على رؤوسهم؟ |
| O zamandan bu yana bir oraya bir buraya dolaşıyorlar. | Open Subtitles | و لقد كانو يتنقلون من مكان لآخر منذ ذلك الحين |
| O kadar uzun zamandır dünyada dolaşıyorlar ki kötülük kalplerinin saflığına asla zarar veremez. | Open Subtitles | طالما هم يجولون فشر الارض لا يمكنه ان يؤذي طهاره القلب |
| Ateşli silahlar deneme laboratuvarı yüzünden hastalıklı bir grup maymun otoyolda dolaşıyorlar. | Open Subtitles | بسبب حريق في معمل اختبار تابع للجيش ومجموعة من القرود المصابة الهاربة تتجول في الطريق السريع |
| Avrupa'da normal erkekler el ele tutuşup dolaşıyorlar. | Open Subtitles | اتعلمين ماذا؟ في اروبا, الشباب المستقيمين يتعاضدون الايدي وهو يمشون, وهم يتمشون في الشارع |
| Joan, kasabada manyaklar gibi dolaşıyorlar. | Open Subtitles | جون، أطفالك يتجولون فى المدينة كالمجانين |
| Onlar saklanmıyor. Ortalarda otomatik silahlarla dolaşıyorlar. | Open Subtitles | انهم يتجولون في العراء مع أسلحة اتو ماتيكية |
| Ormanı dolaşıyorlar ve gene sahip olmayanları öldürüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتجولون بالغابة ويقتلون كل من لا يحمل الجين |
| Tüm bu bölge civarında aylakça dolaşıyorlar, Meksika'ya kadar düşün. | Open Subtitles | أنهم يتجولون حول الحوض حتى يصلون إلى المكسيك |
| O kirli adamlar yapmalı çünkü.. ...Liman liman dolaşıyorlar.. | Open Subtitles | يجب عليم استخدامه, انهم يتنقلون من ميناء لآخر |
| - Neden ortalıkta öylece dolaşıyorlar? | Open Subtitles | لماذا يتنقلون في مواضع مكشوفة هكذا ؟ |
| Sürü halinde dolaşıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتنقلون فى مشكلين قطيعا |
| Süperler neden şehirde başı boş dolaşıyorlar? | Open Subtitles | لماذا الخارقين يجولون أحراراً حول المدينة ؟ |
| Jedi taklitçileri geleceğin küçüklerini çalmak için galaksiyi dolaşıyorlar. | Open Subtitles | "دجالون على هيئة "جيداي يجولون المجرة يسرقون فتيان المستقبل |
| Çakallar insan kılığına girmişler ve aramızda dolaşıyorlar. | Open Subtitles | نسور تتجول مثل أشخاص حقيقيين مرحباً. |
| Güvertede sarhoş hâlde dolaşıyorlar. | Open Subtitles | ويبدون حديثي عهد بالقرصنة اذ يمشون سكارى على ظهر الباخرة |
| Bu kızlar dar eteklerle dolaşıyorlar, bunu istiyorlar. | Open Subtitles | هؤلاء الفتيات يتمشون في الانحاء في تلك التنانير الضيقة , يطلبون الامر |
| Bazen gelip, sanki gerçek birer insanmış gibi ortalıkta dolaşıyorlar. | Open Subtitles | أحيانًا يعودون ويتجولون في الأرجاء كالناس الحقيقيون. |
| Çünkü rozetleri var ve devriye arabasıyla dolaşıyorlar. | Open Subtitles | لأنهما يضعان شارات و يتجولان بسيارة بوليسية |
| Sırayla dolaşıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يقومون بدوريات ومناوبات لدينا فجوة لمدة ثلاثين ثانية |
| Etrafta her şeyleri meydanda, çırılçıplak dolaşıyorlar. | Open Subtitles | تعلمون ، أنهم يسيرون عراة ويقدمون أنفسهم فحسب |