| O kadar nefret dolusun ki, herkesi dövmek istiyorsun; kırbaçlanıp, kovalandın diye. | Open Subtitles | مليء بالكراهية تريد أن تقاتل الجميع لأنك تعرضت للجلد و طاردك كلاب الصيد |
| Hiç senin gibi bir adamla tanışmadım. Hayat dolusun. | Open Subtitles | لم اقابل ابداً شخصاً مثلك انك مليء بالحياةِ |
| Öylesine çok sürprizlerle dolusun ki, Nutkum tutuldu. | Open Subtitles | أنتِ مليئة بالمفاجآت.. أنا غير قادرة على الكلام |
| Sürprizlerle dolusun, değil mi? İnansan iyi olur. Şimdi hava atıyorsun sadece. | Open Subtitles | أنت مليئة بالمفاجآت والآن حان وقت إشراكك مرحباً فكرت أن أحصل على مساحة للرجل الجديد |
| Ben olsam kıçına bakardım ama o kadar pislik dolusun ki orada ona yer olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لَكنَّك لذا ملئ بالتغوّطِ أنا لا أعتقد هناك سَيَكُونُ أيّ غرفة لها فوق هناك. |
| Bu gece süprizlerle dolusun. | Open Subtitles | انت .. انت فعلا مليئ بالمفاجأت هذه الليله اليس كذلك ؟ |
| Ey Meryem, merhamet dolusun. Tanrı seninle beraber. | Open Subtitles | السلام عليك يا مريم يا ممتلئة النعم, الرب معك |
| Bu bardak gibi sen de düşünce ve dedikodularla dolusun. | Open Subtitles | أنت مثل هذا الفنجان مليء بالأفكار المتضاربة |
| Eşit olarak kendine acımakla ve kendini beğenmişlikle dolusun. | Open Subtitles | أنتَ مليء بنسب متساوية من كراهية الذات وحب الذات |
| Hayır, sana kasırga diyorlar çünkü sen sıcak hava ile dolusun. | Open Subtitles | لا يدعونك الإعصار لانك مليء بالهواء الساخن. |
| - U hala ı'm. S. Zaman. - Eğer bok dolusun. | Open Subtitles | لا أزال على توقيت الولايات المتحدة أنت مليء بالتفاهة |
| Hayat dolusun ve her şeyi merak ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ مليئة للغاية بالحياة، والفضول حيال كل شئ. |
| Scarlett, ne kadar da hayat dolusun. Sana hep hayran olmuşumdur. | Open Subtitles | إنتِ مليئة بالحيوية يا سكارليت |
| Sırlarla dolusun, değil mi? | Open Subtitles | أنتِ مليئة بالأسرار، الست كذلك؟ |
| Çok güzel bir kadınsın, hayat dolusun, gülümsemen... | Open Subtitles | انتي امراة جميلة جداً، مليئة بالحياة ...وبا بتسامتكي |
| Ama sen sürprizlerle dolusun, değil mi, şef? | Open Subtitles | أنه ملئ بالمفاجئات أليس كذلك ؟ |
| Huysuzluk, nefret ve zehir dolusun. | Open Subtitles | أنت ملئ بالغضب , والضغينة و الكُره. |
| Sürprizlerle dolusun diyebilirim. | TED | أنت مليئ بالمفاجأت، إن أمكنني قول ذلك. |
| Ey Meryem, merhamet dolusun. Tanrı seninle beraber. | Open Subtitles | السلام عليك يا مريم يا ممتلئة النعم, الرب معك |
| Sürprizlerle dolusun, değil mi? | Open Subtitles | الآن، أنت فقط مليىء بالمفاجآت، ألست كذلك ؟ |
| Bunca zaman geçti hâlâ sürprizlerle dolusun. | Open Subtitles | كل هذا الوقت ولا زلت مليئاً بالمفاجآت |
| Sen çok konuşmuyorsun, hayat dolusun. | Open Subtitles | إنك لا تتحدث كثيراً أنت فقط إنسان مفعم بالحياة حسناً. |
| Artık düşmanınla savaş alanında karşılaşmak zorunda kalmayacağına göre hangisiyle dolusun? | Open Subtitles | لذا فالأن وبما أنك لن تواجهي عدوك بعد الأن فى ساحة المعركة فما الذي يملؤك |
| Duygu dolusun. | Open Subtitles | لدينا غزارة من الإحساس |