| Eğer bu domatese tekrar bakacak olursak, farkettiğiniz üzere, ışık domatesin üzerinden geçerken, domates parlamaya devam ediyor. | TED | ولكن إذا نظرتم إلى هذه الطماطم مرة أخرى سنلاحظ أنه مع مرور الضوء عبر الطماطم أنها ستستمر في التوهج. |
| Çünkü bu olgun bir domates ve ışık domatesin içinde sekmeye devam ediyor, ve saniyenin birkaç trilyonda biri kadar süreden sonra dışarı çıkıyor. | TED | والضوء يرتدّ داخل الطماطم ويخرج بعد عدة أجزاء من التريليون من الثانية. |
| Vay be! domatesin kilosu 3.99 dolar. Çok yüksek. | Open Subtitles | يا إلهي، سعر باوند الطماطم 3,99 دولار هذا غالي للغاية |
| Genetiği değiştirilmiş domatesin, bir hafif yemek bitkisinden kimyası değiştirilmiş çiftlik üretimi meyveler ile birleştirilmesinden oluşmuş. | Open Subtitles | حبة طماطم معدلةً جينياً دمجت مع حلوى معدلةً كيمياوياً لتأخذ طعم المزرعة لتصبح الوجبة الخفيفة الأولى في العالم |
| Olsa bile, domatesin ifadesi mahkemede geçerli sayılmaz. | Open Subtitles | وحتى مع ذلك، من المستبعد أن تُقبل شهادة طماطم في المحكمة. |
| "Gerçekten etkilendim." "Birkaç domatesin insanı etkilemesi inanılmaz bir şey." | Open Subtitles | إنه يُؤثر بي أنا أيضاً، أنا مُندهش أنك تتأثرين من الطماطم |
| Eğer teslim etmezse domatesin ketçap olacak. | Open Subtitles | لأنه إذا أنها لا تحقق صلصة الطماطم الخاص بك. |
| Bir kaç yıl önce, büyüdüğüm şehirdeki bir gıda marketindeydim kuzeydoğu Pennsylvania'da o malum kırmızı bölgedeydim, bir kasa domatesin başında duruyordum. | TED | منذ سنوات عدة كنت في السوق المحلي للقرية التي ترعرت فيها في تلك المنطقة الحمراء في شمال شرق بنسلفانيا حيث كنت واقفة عند كومة من الطماطم |
| - Kurutulmuş domatesin nesi varmış? | Open Subtitles | ما هو الخطأ مع الطماطم المجففة الشمس؟ |
| domatesin sebze olduğunda yanıldın. | Open Subtitles | و كنت مخطئة بقول ان الطماطم هي خضار |
| domatesin Kore'ye ne zaman geldiğini de biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم متى أتت الطماطم إلى كوريا؟ |
| Bize bir domates gibi görünmesine rağmen bir domatesin sadece görüntüsüdür o bir domates "kanısıdır". | Open Subtitles | انها تبدو مثل الطماطم انها نوع من الطماطم المحلية اعني انها فكرة طماطم ( قوطة ) |
| domatesin var mı? | Open Subtitles | أتبيع الطماطم أيضاً؟ |
| Nick' in o domatesin gerçekten bir gecede çıktığına inanacağını mı düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد حقاً ، انّ (نيك) سيصدق أنّ الطماطم ظهرت بين عشية وضحاها |
| Sonra o marinara sosu. domatesin ve mercanköşkünün o harmanlanmış sıcaklığı seni ele geçirir. | Open Subtitles | ثم الـ (مارينارا) تلك الحمم المُضطربة من الطماطم والتوابل, إنها تهزمكِ |
| İçli yumurta ve domatesin bir yarısı. | Open Subtitles | بيض مسلوق محشو مع الطماطم |
| Yani kırmızı bir domates olarak tanımladığımı deneyimime göre, bu deneyim aslında, bakmasam da var olacak gerçek kırmızı bir domatesin özelliklerinin yeniden oluşturulmasıdır. | TED | إذا عندما يكون إدراكي ما أصفه بطماطم حمراء فإن هذا الإدراك هو إعادة تركيب دقيقة لخواص طماطم حمراء حقيقية تكون موجودة حتى لو لم أكن أراها |
| Yumurta, peynir, yeşil biber, domatesin... | Open Subtitles | هل لديك بيض ، جبن ، فلفل أخضر ، طماطم |
| Genç bir domatesin resmiyle başlayacağız. | Open Subtitles | نفتح حبة طماطم صغيرة |