| Domenic bugüne kadar, beyazlardan 3 kat daha fazla siyahı hapse göndermiş. | Open Subtitles | دومينيك) يحكم على السود بذهاب إلى السجن) يثلاث مرات أكثر من البيض |
| Tabii kürsüde Domenic gibi savcılığın tarafını tutan bir yargıç olmadığı sürece. | Open Subtitles | ليس مع النيابة العامة الموالية للقاضي مثل (دومينيك) على المقعد |
| Ne olduğunu bilmiyorum ama Domenic bir şeyler çeviriyor. | Open Subtitles | أنا لا أعرف مالذي غيره لكن (دومينيك) لديه شيء |
| Demek Yargıç Domenic'in rakibisin. Onu ne kadar iyi tanıyorsun? | Open Subtitles | لذا أنت خصم القاضي (دومينيك)؟ كيف معرفتك به؟ |
| Domenic onu jüriyi dağıtması için ikna etmiş, sonra da adamına 8 yıl vermiş. | Open Subtitles | (أقنعه (دومينيك أن يتنازل عن هيئة المحلفين وأدين بعد ذلك الرجل لمدة 8 سنوات |
| Domenic Calhoun, burayı aramamızı gerektirecek bir istihbarat aldık. | Open Subtitles | ، (دومينيك كالهون) لقد تلقينا معلومات تعطينا سبباً محتملاً للتفتيش |
| Domenic seçimlere adaylığını koydu. | Open Subtitles | دومينيك) يُدير إنتخابه) |
| Domenic'in işi değilmiş gibi geliyor. | Open Subtitles | (لا يبدو هذا مثل (دومينيك |
| Domenic'in rakibi ile konuştum. | Open Subtitles | (لقد تحدثت مع خصم (دومينيك |