| Sicilya'da köylülere bulasti... cig domuz eti yedikleri icin sonra gözlerine yerlestiler. | Open Subtitles | في سيسلي الفلاحين يستعملوه للحصول ياكلون لحم خنزير بئ ويفركون اعينهم به |
| Bu arada ben demeseydim domuz eti olduğunu anlar mıydın? | Open Subtitles | بالمناسبة، هل كنت ستميز أنه لحم خنزير ما لم أخبرك؟ |
| İşte orası, her perşembe tuzlu domuz eti ve mercimek servisleri var. | Open Subtitles | هذا المكان يُقدم لحم خنزير مذهل بالإضافة شوربة عدس |
| Peki, domuz eti fiyatları tüm sabah düştü. | Open Subtitles | أسعار اللحوم تلك إستمرت بالإنخفاض طوال الصباح |
| Peynir ve domuz eti ile birlikte gelmiyor, bu yüzden eklemem gerekiyor. | Open Subtitles | إنه لا يُقدم مع الجبن و اللحم المقدد, لذا يجب عليّ إضافته. |
| Bu çerezler sınırlı sayıda ve Çay Köyü'nde bile nadir bulunuyorlar. onlar meşhur siyah çaylı, domuz eti çeşnili cipsler. | Open Subtitles | ولكن هذه الوجبات محدودة ونادرة في مدينة الشاي فهم مشهورون بالشاي الأسود,ورقائق البطاطا بلحم الخنزير |
| Wallace, buna domuz eti koyacaktın dostum. | Open Subtitles | والاس,من المفترض وجود لحم مقدد على هذه يا رجل |
| Bu sana domuz eti aldırmaz. Belki. | Open Subtitles | ولذا لا أرغب أن أشتري لك أي لحم خنزير مدخن |
| Çürümüş bisküvi, domuz eti ve... sabah, öğlen, akşam tepene binen lordluk payesi hariç hiçbir şey. | Open Subtitles | لا شيء سواء بسكويت و لحم خنزير عفن. و سيادته يأمرك بالعمل في الصباح و الظهر و الليل. |
| "Bir sürü sosis ... ve saIam, jambon, sığır konservesi, et ... pastırma, kızarmış domuz eti ve işkembe yedik. " | Open Subtitles | أكلنا الكثير من المقانق و لحم الخنزير لحم البقر، لحم الغداء لحم الخنزير، لحم خنزير مشوي و مقلي |
| İçlerinden ne kadar çok domuz eti çıktığını görsen şaşarsın. | Open Subtitles | ستتفاجئين كم في أغلب الأحيان تجدين كتلة لحم خنزير وسط الوجبة |
| Bu da doğranmış salamura lahanayla iki kez pişmiş domuz eti. | Open Subtitles | هذه قطع لحم خنزير مطهية مرتين مع شرائح الخس المخلل |
| Bir haftadır tabağımızda taze domuz eti yok. | Open Subtitles | لم نملك لحم خنزير في اطباقنا منذ اسبوع يا صديقي |
| Haydi gel de birlikte endişelenelim. Sana domuz eti veririm. | Open Subtitles | .حسناً, فلتدخل وتشاركنا القلق .سأطبخ لك لحم خنزير |
| Etlerle aram hep iyi olmuştur zaten. Sosis, sığır eti, domuz eti. | Open Subtitles | أتعامل مع اللحوم طيلة الوقت النقانق, اللحم البقري, لحم الخنزير المذبوح |
| domuz eti, domuz pastırması yapmak için kullanılır. | Open Subtitles | لحوم بطون الخنازير اللتي تستخدم لصنع اللحم المقدد |
| Bir defasında Gorman Kardeşlerin Las Cruces'te domuz eti işi vardı. | Open Subtitles | ذات حين، الأخوان جورمان كان لديهم اهتمام بلحم الخنزير في لاس كروسيس |
| Tavuğun yanında domuz eti ister misin? | Open Subtitles | اتريد لحم مقدد مع دجاجك؟ |
| Aynısı domuz eti için de geçerli. | Open Subtitles | والان تري نفس الشيء بالنسبة للحم الخنزير |
| Hepiniz hemen domuz eti ve bezelyelere koşturmadan önce, yapmam gereken bir şey daha var. | Open Subtitles | قبل الذهاب الى هناك للحصول على لحم الخنزير المقدد والبسلة هنالك امر اخر على فعلة |
| İşimiz Kralın askerlerini beslemek için domuz eti sağlamak. | Open Subtitles | عملنا هو توفير لحوم الخنزير لإطعام جنود الملك |
| Onu, Musevi köklerine yakın hissettirdiğini söyledi. Bana tatlı-ekşi domuz eti verirken söylediği, tam on ikiden vurdu. | Open Subtitles | وقالت إن ذلك جعلها تشعر بالارتباط الى جذورها اليهودية وبينما كانت تود إعطائي حلوى ولحم الخنزير المقدد |
| Kızarmış domuz eti ve yumurta salatası. | Open Subtitles | دجاج ولحم خنزير وبيض بط يا لها من وليمة |
| Şey, sanırım domuz eti en sevdiğidir. | Open Subtitles | أعتقد أن قطع لحم الخنزير هي المفضلة لديه |
| Sığır eti, domuz eti ve tavuk eti bulmak, bugünlerde çok zor. | Open Subtitles | لحم البقر ولحم الخنزير والدجاج صعبة المنال هذه الأيام |
| Bölüyorum ama az önce bahsettiğim lezzetli domuz eti yemeğinden sipariş edecekseniz son bir porsiyon kaldı. | Open Subtitles | آسف على المقاطعة، لكن طبق لحم الخنزير المذهل الذي ذكرته، لم يبق منه إلا طبق واحد إن أردتم. |