| Onu tatlı olarak üzerinde bir top dondurmayla mı istersin? | Open Subtitles | هل تودين إلتهامه كحلوى مزينة بقطعة من الآيس كريم عليه؟ |
| Artık dondurmayla bağış toplamamıza gerek kalmadı. | Open Subtitles | نحن لسنا بحاجة للقيام بأي أكثر جمع التبرعات الآيس كريم. |
| Çikolata süslü, çikolatalı dondurmayla servis edilen üstünde erimiş çikolata olan çikolatalı pastamız var. | Open Subtitles | ثم لدينا كعكة الشوكولا المغمورة بالشوكولا والمقدمة مع بوظة الشوكولا وشوكولا سائلة عليها |
| Ayrıca, dondurmayla, dikişlerimin etrafından geçmek daha kolay olur. | Open Subtitles | الى جانب أنه سيكون من الأسهل استخدام المثلجات حول الغرز |
| Dört şişe şampanya, ana yemek ve şimdide yüzünü dondurmayla kaplıyor. | Open Subtitles | طلبت أربعة كؤوس شمبانيا, طبقا رئيسيا و الآن تلطخ وجهها بالمثلجات |
| Onun gitmesine izin veremezdim çünkü orada dondurmayla yaşıyorduk. | Open Subtitles | ولم أكن أستطيع أن أترك هذا الامر يمر هكذا، لأننا كنا تقريباً نعيش على الايس كريم |
| Salıncak ve dondurmayla da harika bir kutlama yapabiliriz. | Open Subtitles | اعتقد أن المراجيح والآيس كريم هم الطريقة المثالية للاحتفال |
| Sonra dondurmayla karıştırırsın, gördün mü? | Open Subtitles | ثم نوع الحركة في الآيس كريم إنظر ؟ |
| Şehrin üstü gerçekten dondurmayla kaplı. | Open Subtitles | المدينة المليئة بأطنان الآيس كريم |
| Bir film ve biraz dondurmayla başlarım belki. | Open Subtitles | ربما سأبدأ فقط بمشاهدت فيلم وبعض الآيس كريم" |
| Bu bir dondurmayla başladı. | TED | بدأ الأمر مع المثلجات (الآيس كريم) |
| - dondurmayla servis ediliyor demek | Open Subtitles | -معناها أنه من الآيس كريم |
| Evet, şirin bir hediyeyle veya dondurmayla karşısına çık. | Open Subtitles | - نعم، وأحضر لها هديّة جميلة أو بوظة بنكهة الفراولة. |
| Babam tatlısını her zaman dondurmayla alır. | Open Subtitles | دائماً ما يأكل بوظة كتحلية |
| Üzerinde kırılmış fındık olan bir dondurmayla idare edebilirim. | Open Subtitles | يمكن بالتأكيد أن أحصل على بوظة محشوة (بـ البندق المسحوق=(خصي مهروسة |
| O küçük canavarları dondurmayla mı beslemek istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريديننى أن أحضر المثلجات لهؤلاء الوحوش |
| Biraz daha iyiyiz ve şimdi gidip sorunumuzu dondurmayla çözeceğiz. | Open Subtitles | افضل بقليل لكننا سنذهب لنقذف المثلجات على المشكلة |
| Bir zaman sonra gerçekten dondurmayla geri dönmemiz gerektiğini biliyorsun. - 300 dolar limit varmış. | Open Subtitles | انت تعلمين انه يجب علينا بالحقيقة ان نعود مع المثلجات الايطالية. |
| Şimdi Rebecca'ya neden o dondurmayla gelmeden önce ayrıldığımı açıklamak zorundasın. | Open Subtitles | عليكِ شرح لـ(ريبيكا) سبب رحيلي قبل أن تعود هي بالمثلجات |
| UZAYLILAR EKSTRA KIZARMIŞ PATATES İSTEDİ Bilemiyorum. Belki bu uzay gemisi dondurmayla çalışıyordur. | Open Subtitles | لا اعرف ربما تلك السفينه تدور ب الايس كريم |
| Yine dondurmayla kandırıldım. | Open Subtitles | مرة اخرة تم خداعى بواسطة الايس كريم |