| Benim kendi araştırmamda, özel e-posta'nın hangi ülkede olursa olsun saat sabah 11'de doruğa ulaştığını gördük. | TED | في بحوثي الخاصة، أن وقت الذروة لرسائل البريد الخاصة في الواقع عند 11 صباحاً، غض النظر عن الدولة. |
| - Eğer doruğa ulaşmazsan, teröristler kazanır. | Open Subtitles | - إذا لم تبلغي الذروة - سيربح الإرهابيون |
| Şimdi, şu görünen doruğa bakın. | Open Subtitles | الآن، انظر الى هذه الذروة التي بانت. |
| Seyircinin becerisi, makinenin doruğa ulaşma yeterliğini belirleyecek. | Open Subtitles | مهارة المُشاهد ستحدد قٌدرة الآلة على الوصول إلى ذروة نشوتها |
| Erkekler ise yüzde 90'ında doruğa ulaşıyorlar. | TED | بينما يصل الرجال إلى ذروة النشوة الجنسيّة في 90% من المرات التي يمارسون فيها الجنس. |
| doruğa çıkmanın bedeli yüksektir. | Open Subtitles | الذروة تأتي بسعر أعلى |
| Telefonda doruğa ulaştık. | Open Subtitles | لقد بلغنا الذروة على الهاتف |
| (Gülüşmeler) Eşcinsel olmayan kadınlar yaşadıkları cinselliğin yüzde 60'ından daha azında doruğa ulaşıyorlar. | TED | (ضحك) إذ أن النساء السويّات يصلن إلى ذروة النشوة الجنسيّة في أقل من 60% من المرات التي يمارسن فيها الجنس. |