"doruk noktasında" - Translation from Turkish to Arabic

    • ذروة
        
    • يوجد الكثير من الحماس
        
    Ama komplo teorilerine kulak verirsen haccın doruk noktasında, ayinleri kesmek için öldürülmüş. Open Subtitles لكن ان اصغيت لثرثرة نظرية المؤامرة هناك اعتقاد قوي انه قتل لقطع المراسم خلال ذروة موسم الحج
    Ama komplo teorilerine kulak verirsen haccın doruk noktasında, ayinleri kesmek için öldürülmüş. Open Subtitles هناك اعتقاد قوي انه قتل لقطع المراسم خلال ذروة موسم الحج كيف؟
    Sanki bir koronun doruk noktasında olduğunu hisset ve herkese bunu hissettir. Open Subtitles أنت في ذروة جوقة والجميع بحاجة أن تشعر بأن العاطفة.
    "Adolf Hennecke" PGH TV tamircisinde bir izin günümdeydim... ve kişisel erkek çekiciliğimin doruk noktasında olduğumu hissettim. Open Subtitles PGH لقد امضيت يوم عطلة مع ورشة تلفزيون "أدولف هينيك" وشعرت كأنني في ذروة جاذبيتي الشخصية -
    "Adolf Hennecke" PGH TV tamircisinde bir izin günümdeydim... ve kişisel erkek çekiciliğimin doruk noktasında olduğumu hissettim. Open Subtitles PGH لقد امضيت يوم عطلة مع ورشة تلفزيون "أدولف هينيك" وشعرت كأنني في ذروة جاذبيتي الشخصية -
    Yüzüklerin Efendisi'nin ardındaki dini etkiler destanın doruk noktasında tam olarak ortaya çıkmaktadır. Open Subtitles المؤثرات الدينية "وراء "سيد الخواتم تنكشف بالكامل عبر ذروة الملحمة
    Daniel'in anlattığına göre o gece, şenliğin doruk noktasında bir el belirir ve duvara şöyle yazar: "Terazide tartıldın ve eksik bulundun ve krallığın Medler'e ve Pers'lere devredildi." TED وفي تلك الليلة، أخبرنا دانييل، في ذروة الاحتفالات ظهرت يد وكتبت على الحائط، "أنت توزن على الميزان وتوجد راغبا، ومملكتك سلمت إلى الميديين والفرس."
    Ayinin doruk noktasında, yıIan taşıyıcılar ya da onların deyimiyle 'Azizler' neredeyse hipnoz edici bir trans haline geçerler. Open Subtitles في ذروة الطقوس, معالجات من الثعابين , أو " القديسين " كما يطلق عليها , التوصل إلى trancelike , الدولة المنومة تقريبا من العقل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more