| "dostlarını yakın tut ama düşmanlarını daha da yakın tut" diye öğretti. | Open Subtitles | علمنى هذه الحكمة " ابق أصدقائك بقربك و أعدائك على مقربة أكثر" |
| Belki bazı aktör dostlarını da aynı şeyi yapmaları için ikna edersin. | Open Subtitles | و ربما يمكنك أن تقنع بعض أصدقائك فى صناعة السينما بعمل نفس الشىء |
| Benim tanıdığım Amy dostlarını ve ülkesini bir katil için satmaz. | Open Subtitles | إيمى أنا أعرف بأنكى لن تبيعى أصدقاءك ولا بلادك لبعض المجرمين |
| - Dostları onu sevmezdi. - O da dostlarını sevmezdi. | Open Subtitles | أصدقاؤه لم يكونوا يحبونه - هو لم يحب أصدقائه - |
| Pekâla, eski dostlarını gördün, şimdi seni yeni biriyle tanıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | لقد رأيت اصدقائك القدامى , الان انا اريدك ان تقابل بعض الاصدقاء الجديد , هيا |
| İnsan dostlarını nasıl dikkatli seçiyorsa, kelimelerini de öyle seçmeli. | Open Subtitles | يجب على المرء أن يختار كلامه بحرص مثلما يختار أصدقاءه |
| dostlarını asla bulamayacaksın. | Open Subtitles | أنت لن تجد رفاقك أو طريقك إلى الخارج أبداً. |
| Belki bazı aktör dostlarını da aynı şeyi yapmaları için ikna edersin. | Open Subtitles | و ربما يمكنك أن تقنع بعض أصدقائك في صناعة السينما بعمل نفس الشىء |
| Biri, kasabadaki sayısız yeni dostlarını ağırlaman için... diğeri de uyumak için... tabii eğer vicdanın uyumana izin verirse. | Open Subtitles | واحدة لتسلية أصدقائك الكثيرين الجدد فى البلدة وواحدة للنوم إذا تركك ضميرك تنام |
| Aileni, dostlarını, Roma'nın en soylu insanlarını tek tek katlettiğini gördüm. | Open Subtitles | قتلت أسرتك واحداً تلو الآخر أصدقائك ، و أنبل الرجال في روما |
| dostlarını ancak böyle kurtarabilirsin. | Open Subtitles | إنه الطريق الوحيد الذي تستطيع فيه إنقاذ أصدقائك. |
| ve dostlarını kurtaramayacaksın, aynı kız kardeşini kurtaramadığın gibi! | Open Subtitles | وسوف تفشل فى إنقاذ أصدقائك كما فشلت فى إنقاذ أختك |
| dostlarını tehlikeye atmadığından emin olabilirdin. | Open Subtitles | يمكنك أن تتأكد بأن أصدقاءك ليسوا في خطر. |
| dostlarını alıp düzeltmeye başlayabilirsin, değil mi? | Open Subtitles | ليس باستطاعتك انت و أصدقاءك إصلاح الأمر و إيقافه الآن. |
| Ne yazık ki, insan kendi dostlarını seçebilir, ama ailesini seçemez. | Open Subtitles | للأسف، الشخص يمكنه أن يختار أصدقائه لكن ليس عائلته |
| Eski dostlarını görünce, sevinmiş olmalı ama fazla konuşmadı. | Open Subtitles | ، رأي أصدقائه منذ مدة طويلة كان يجب أن يكون سعيد لكنه لم يتحدث كثيرا |
| Biliyor musun, belki de zavallı dostlarını dinlemen gerekir. | Open Subtitles | امل ان لديكم عذراً ربما عليك ان تستمع الى اصدقائك الخاسرون |
| Sen sadece dostlarını korumaya çalışıyordun. Ben de aynısını yapardım. Gerçekten mi? | Open Subtitles | انت فقط كنت تحاول حماية اصدقائك كنت سوف افعل ذات الشيئ . |
| dostlarını sevmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لاتحبين أصدقاءه |
| New York'lular saçlarını, politikalarını ve hatta dostlarını bir anda değiştiriverir. | Open Subtitles | يغيروا مواطني نيويورك قصة شعرهم سياساتهم وحتى أصدقائهم بغضة نظر |
| Havalı dostlarını çağırır, biz de senin vodkanla yapılmış bedava kokteyller dağıtırız. | Open Subtitles | بحيث يقوم بأستضافة اصدقائه العصريين،ونقوم بتقديم كوكتيل مصنوع بالفودكا ذات الفوران خاصتك. |
| Sen sadece dostlarını hikayene inandırmaya odaklan. | Open Subtitles | ركّزي أنتِ على التأكّد من تصديق أصدقائكِ لقصّتكِ فحسب. |
| Arkadaşlarını ve dostlarını bir araya getirdi ve beraber, dünyanın en başarılı ağaç dikme kampanyalarından birini yarattılar. | TED | اجتمعت مع أصدقائها وحلفائها، ومعاً استطاعوا تنفيذ ما أصبح واحدة من أنجح حملات زراعة الأشجار في العالم. |
| Eğer Maybourne'u tanıyorsam, eski dostlarını takiptedir. | Open Subtitles | إذا ما كنت أعرف مايبورن جيدا فهو يتتبع نشاط رفاقه القدامى |