| Size bütün verebileceğim dostluğum. | Open Subtitles | كل ما بإمكاني هو عرض صداقتي عليك. |
| [Süleyman dış ses] dostluğum için sevin ve zaferlerim için de beni tebrik et. | Open Subtitles | "جلّل صداقتي" "وهنّئني على انتصاراتي" |
| Gerçi benim dostluğum 40 milyon dolar kaybetmene neden olsa da. | Open Subtitles | على الرغم من صداقتي قد لا يشكلون ل$ 40000000 كنت على وشك أن يخسر. |
| Uygun bir zaman değil biliyorum ama benim dostluğum faydalıdır. | Open Subtitles | أعلمُ أنَّ الموقِف ليسَ مثالياً... لعديدِ الأسباب. لكنني صديقُ جيد لتحظوا به. |
| Uygun bir zaman değil biliyorum ama benim dostluğum faydalıdır. | Open Subtitles | أعلمُ أنَّ الموقِف ليسَ مثالياً... لعديدِ الأسباب. لكنني صديقُ جيد لتحظوا به. |
| Verebileceğim tek şey dostluğum. | Open Subtitles | صداقتي هو كل ما يمكنني منحه |
| Henry'le dostluğum yalandan ibaretti. | Open Subtitles | صداقتي مع هنري كانت كذبة |
| dostluğum ve koşulsuz kabullenmem. | Open Subtitles | صداقتي و قبولي الغير مشروط |
| Maxwell Oates'le dostluğum hiç olmayacak bir yerde başladı. | Open Subtitles | صداقتي مع (ماكسيميليان اوز)... بدأت في الأماكن الأكثر غرابة! |