| Dualarını duydum, sevgili Beatrice ve senin için geldim. | Open Subtitles | لقد سمعت صلواتك عزيزتي بياتريس و قد أتيت من أجلك |
| Dualarını duydum, sevgili Beatrice ve senin için buradayım. | Open Subtitles | لقد سمعت صلواتك عزيزتي بياتريس و قد أتيت من أجلك |
| Dualarını boşa harcama, köpek. Yakında cehennem de bize katılacak. | Open Subtitles | لا تضيع وقتك فى صلاتك قريبا الجحيم سيأتى لنا |
| Cesetleri sayacaklar, Dualarını edecekler ve soruşturmayı noktalayacaklar. | Open Subtitles | سيعدون جثثهم كما يعدون بركاتهم ويغلقون القضية |
| Öğlen, güneşin altında Dualarını ettiği bir zaman 30 fil üzerine doğru geldi. | Open Subtitles | عندما كان يتلوا صلواته في منتصف النهار, تحت الشمس هجم عليه 30 فيلاً |
| Dualarını böyle mi yanıtlıyor? | Open Subtitles | أهذا ما تصلى لأجله؟ |
| Berger'ın itibarı da arttı. Halk Dualarını sevdi. | Open Subtitles | نفوذ (برغر) في إزدياد, بدأ الناس فعلاً بالإعجاب بصلواته |
| Ama kızlar gitmeden önce babalarından hayır Dualarını ister. | Open Subtitles | لكن البناتَ يَسْألنَ عن البركاتِ قبل ان يُودّعونَ آبائَهم؟ |
| Dualarını boşa harcama dostum. Senin tanrın burada yaşamaz. | Open Subtitles | وفر صلواتك يا فتى فليست لها فائدة هنا |
| Dualarını boşa harcama, çocuk. Tanrın burada yaşamıyor. | Open Subtitles | وفر صلواتك يا فتى فليست لها فائدة هنا |
| Eminim Tanrı Dualarını buradan da duyabiliyordur. | Open Subtitles | أنا متأكد بأن الرب يسمع صلواتك من هنا |
| Gördün mü, Marge, yukarıdaki biri Dualarını duymuş. | Open Subtitles | أترين يا (مارج)، هناك من سمع صلواتك في السماء |
| Şimdi örtünün altına gir ve şükürlerini ve Dualarını et. | Open Subtitles | والآن اذهبى تحت الغطاء وقومى بأداء صلاتك |
| Her gece Dualarını okuyorsundur umarım. | Open Subtitles | أتمنى أن تكون تلوت صلاتك كل يوم. |
| Carrie? Dualarını ettin mi? | Open Subtitles | كــاري, هل اديتي صلاتك.. |
| Eğer hayır Dualarını almak istiyorsak Peri Halkı'na yemek bırakırız. | Open Subtitles | وهي من رَوَت الحكايا. إنّنا نترك وجبة لشعب الجنيّات إذا كنّا نريد بركاتهم. |
| Hayır Dualarını al. | Open Subtitles | تعالي لنأخذ بركاتهم |
| Ona uyma, Tanrım. Dualarını dikkate alma. | Open Subtitles | لا تؤاخذه أيها الرب تجاهل كل صلواته |
| Dualarını otomatik olarak okumaya başlamıştı. | Open Subtitles | بدأ يسترسل فى صلواته " " بصورةٍ آلية |
| Septon Dualarını etti sözler söylendi ve Lord Edmure kızıma pelerinini giydirdi. | Open Subtitles | قام الكاهن بصلواته وتمت الكلمات (واللورد (أدميور |
| Ama kızlar gitmeden önce babalarından hayır Dualarını ister. | Open Subtitles | لكن البناتَ يَسْألنَ عن البركاتِ قبل ان يُودّعونَ آبائَهم؟ |
| Dualarını ediyor. | Open Subtitles | اخبار عن مسبحتها |
| Sufi'lerin Dualarını duydum -- Taliban'ın nefret ettiği alçakgönüllü Müslümanları. | TED | استمعت الى صلوات الصوفيين-- المسلمين المتواضعين, الذين تكرههم جماعة طالبان. |