| Hadi Ben buradayım! Yeter ki pencereye gel! Bu duayı bende biliyorum. | Open Subtitles | تعال ، أنا هنا ـ تعال فقط إلى النافذه أعرف هذه الصلاة |
| Bir 357 Magnum bir duayı her gün alt eder, Papaz. | Open Subtitles | سلاح ماغنوم 357 يتفوق على الصلاة تحت أي ظرف، أيها القس. |
| Oraya gideceğiz, duayı okuyacağız, külü saçıp eve döneceğiz. - Hayır! | Open Subtitles | سوف نخرج إلى هناك نتلوا الصلاة نرمي الرفات و نذهب للبيت |
| Sözlerimi takip edemezseniz onun kurtuluşu için tesbih duası veya bir başka duayı okuyabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم أن تتلون أو تقرأون أي صلاة خاصة للإحتياط إذا لم تستجب لكلماتي |
| Eğer duayı yanlış okursan dileğin yerine gelmez tabi. | Open Subtitles | لا بد وأنه أخطأ بقراءة الدعاء لهذا انقلبت نتيجته |
| Tüm benliğimle.. Bu duayı kimseye söylemeyeceğime yemin ediyorum. | Open Subtitles | اطمئن، أقسم بحياتي ألّا أسمح لأحد بمعرفة التعويذة. |
| Bazen o kadar yorgun düşüyordu ki, duayı hatırlayamıyordu. | Open Subtitles | أحيانا كان يبدو متعبا للغايه " " حتى أنه لم يعد يتذكر الصلاه |
| duayı eden kişi suyu tek başına taşımalı! | Open Subtitles | الشخص الذي نَذَرَ سيتحتم عليه صبّ الماء! |
| Hadi, buradayım. Cama gel. Hadi, bu duayı biliyorum. | Open Subtitles | تعال ، أنا هنا ـ تعال فقط إلى النافذه أعرف هذه الصلاة |
| Bu duayı iyi yapmanı istiyorum ki, Tanrı yarın kazanmamıza izin versin. | Open Subtitles | أريدك أن تقوم بتلك الصلاة الجيدة لذلك الله سيدعنا نفوز غذاً |
| ... bu duayı tamamen yok say. | Open Subtitles | أب لا أحد، اللا موجود بأي مكان أعلم أنك لا تسمعني تجاهل كليا هذه الصلاة |
| Korkum geçene kadar içimden bu duayı söyleyip durdum. | Open Subtitles | لقد تلوت الصلاة مرارًا و تكرارًا حتى توقفت عن الخوف. |
| Shipstead, duayı sen eder misin? | Open Subtitles | شيبستيد، هلا تتلو الصلاة ، من فضلك |
| Ve şimdi, oğlum, lütfen bu duayı benden sonra tekrar et. | Open Subtitles | والآن، بُنيّ، من فضلك كرر الصلاة ورائي |
| Hey, hey, durun. Bana bu duayı öğretmelisiniz. | Open Subtitles | هيه يا رجل يجب ان تعلموني هذه الصلاة |
| En kötü anlarımda annemin öğrettiği bir duayı okurdum. | Open Subtitles | و عندما أشعر بسوء شديد لدي صلاة علمتني إياها أمي |
| Bay Kossef duayı incil dilinde edebileceğini söylüyor, ona tavsiyede bulunursanız,çok sevinirim | Open Subtitles | أود أن يقوم سيد كوسيف بتلاوة صلاة ليثبت معرفته بالتعاليم اليهودية أكثر من الشخص العادي |
| - İnsan açken duayı falan unutur. | Open Subtitles | لن ترغب بتلاوة صلاة المائدة حين تكون جائعة |
| duayı tersten okursa sonucu da ters olur tabii. | Open Subtitles | لا بد وأنه أخطأ بقراءة الدعاء لهذا انقلبت نتيجته |
| Bugün duayı boşverin. | Open Subtitles | دعونا نترك أمر الدعاء هذا اليوم |
| duayı ben yapayım. | Open Subtitles | سأتولى أمر الدعاء |