| Ne dudaklarında susuzluğun yakıcı öpücüğünü soğutabildi, ne de güneşin yakıcı öfkesini gölgeleyebildi. | Open Subtitles | فإنه لم يتمكن من تبريد القبله الملتهبه للظمأ على شفتيه و لا إستطاع أن يستظل من حرارة الشمس اللافحه |
| Ne dudaklarında susuzluğun yakıcı öpücüğünü soğutabildi ne de güneşin yakıcı öfkesini gölgeleyebildi. | Open Subtitles | فإنه لم يتمكن من تبريد القبله الملتهبه للظمأ على شفتيه و لا إستطاع أن يستظل من حرارة الشمس اللافحه |
| Güzellik sancağı, hala kıpkızıl dudaklarında, yanaklarında. | Open Subtitles | ان الجمال يبدو فى جمال شفتيك القرمزية و فى وجنتيك |
| dudaklarında gezinir güzel kadınların. | Open Subtitles | على شفاه السيدات فى أحلام من القبلات |
| Gözlerindeki aşkı ara sıra dudaklarında da görmek isterdim. | Open Subtitles | أتمنى لو وصل الحب الذي في عيونها الى شفتيها أحياناً |
| dudaklarında ruj olmayan erkekler için biraz üzüldüm şimdi. | Open Subtitles | أوه أعزائي أتأسف لهؤلاء الرجال في الخارج من دون أحمر الشفاه |
| Senin dudaklarında olabilir ama benim öpücüğümdü. | Open Subtitles | قد تكون شفتاك من حظيتا بالقبلة لكن القبلة لي أنا |
| "Aşk senin dudaklarında." | Open Subtitles | "الحب على شفتيكى." |
| Bu kez dudaklarında çinko beyazı krem yok. | Open Subtitles | اليوم لايوجد كريم الزنك الأبيض حول شفتيه |
| Öpüşmek işte, onun dudakları erkeğin dudaklarında, öpüşmek! | Open Subtitles | أعنى تقبله , شفتيها على شفتيه تقبله |
| - Yeni avlanmış. dudaklarında kan vardı. | Open Subtitles | -لقد قتل لتوّه، أبصرت الدماء على شفتيه |
| Güzelliğin sancağı hala kıpkızıl duruyor dudaklarında, yanaklarında ölümün solgun bayrağı çekilmemiş oraya. | Open Subtitles | فجمالك مازال بادياً ما زالت الحمرة تغطي شفتيك ووجنتيك ولم يصل لها شحوب الموت |
| Ahbap, salatada güzel olması, dudaklarında da güzel olacağı anlamına gelmez. | Open Subtitles | صديقي ليس معناه ان ه جيد علي السلطه ليس معناه انه جيد علي شفتيك. |
| Peçetede, dudaklarında ve kolunda ketçap lekesi var. | Open Subtitles | هنالك أثر للكاتشب عليها وعلى شفتيك وعلى الأكمام |
| Herkesin dudaklarında bir soru ama kimsenin cevabı yok. | Open Subtitles | ... يوجد سؤال على شفاه الجميع لكن لا يوجد عند أحد إجابة ... |
| Söylerken haklıydım herkesin dudaklarında bir soru ama kimsenin cevabı yok. | Open Subtitles | كنت محقا عندما قلت ... يوجد سؤال على شفاه الجميع لكن لا يوجد عند أحد إجابة ... |
| Üst ve alt dudaklarında ikinci derece yanıklar var. | Open Subtitles | شفتيها العلوية والسفلية بها حروق من الدرجة الثانية |
| dudaklarında şişlikler ve ateşi olan üç hastamız var. | Open Subtitles | نعلم ان لدينا ثلاث مرضى مع التقرحات على الشفاه والحمى |
| Ve dudaklarında bir şükran şarkısı... | Open Subtitles | " و بأغنية مديح عى شفتاك " |
| "Senin dudaklarında." | Open Subtitles | "على شفتيكى." |
| dudaklarında senin dölün vardı. Onu öpemezdim. | Open Subtitles | كانت تحمل نطفك على شفاهها |
| dudaklarında gülümseme ve kalplerinde müzikle. | Open Subtitles | مع ضحكات على شفاههم, و الموسيقى فى قلوبهم . |
| Günlerdir herkesin dudaklarında tek bir soru vardı. | Open Subtitles | ثمة سؤال واحد كان على لسان كل الحاضرين لأيام |
| dudaklarında ve cinsel organında kokain izi var. | Open Subtitles | كان هناك كميات دقيقة على شفاهه وقضيبه |