| Ve Tabitha'dan Buck'a özel bir mesajla, bir Duff balonu. | Open Subtitles | وهذا منطاد داف مع رسالة خاصة من تابثا إلى بك |
| Biliyor musun Duff, neyin peşinde olduğumuzu merak etmeye başlıyorum... | Open Subtitles | أتعرف يا داف ، لقد بدأت أتساءل . عما نقوم بمطارته |
| Yakında, ciğerlerini Duff Light veya yeni Duff Blue ile dolduruyor olacaksın. | Open Subtitles | قريبا ستملئ رئتيك بجعة دف أو جعة دف الخفيفة، أو جعة دف الزرقاء الجديدة |
| Yanlış anlama ben de gençken Duff'ı severdim ama 13 yıldır ağzıma sürdüğüm yok. | Open Subtitles | أقصد لا تفهمني بطريقة خاطئة اعتدتُ أن أحب دف عندما كنت صغيراً ولكن أنا لم أمتلكها منذ ما يقرب من ثلاثة عشر عاماً |
| Duff öfke dolu bir şekilde tüm gücüyle saldırırsa yapabileceği hiçbir şey kalmaz. | Open Subtitles | قوة و هجوم دوف المليئين بالغضب شيء لا تستطيع فعل شيء حياله ... |
| Duff'a gitmem gerekti. | Open Subtitles | و احيانا كانت عبقرية. كان لا بُدَّ أنْ أَذْهبَ إلى *دوف*. |
| Evvela ben, Milhouse'ın babası, Arı Adam, Duff ve hani şu herif... | Open Subtitles | " الرجل النحلة " سورلي داف " والأحمق الذي يقول : نعم |
| Lifetime'daki Switchheroo Summer filmimde Hillary Duff'la vücutlarımızı değiştirdiğimiz zaman olduğu gibi. | Open Subtitles | مثل في هذا العمر الفيلم الأصلي حيث يمكنني أن أتحول الهيئات مع هيلاري داف |
| Evde bütün gün oturuyorsunuz, ama şimdi Duff zamanı. | Open Subtitles | تجلس في البيت طوال النهار، لكن الآن وقت "داف" |
| Duff, günleri uçuşa geçiren bira. | Open Subtitles | "داف"، البيرة التي تجعل اليوم يمر بمنتهى السرعة |
| Yeni alkolsüz Duff Zero'nun eski ürünümüzden daha çok satacağını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أتوقع لمنتجنا الجديد (داف) خالي الكحول تحقيق مبيعات أفضل من الصنف السابق. |
| Kalpsiz, bedavacı Duff şirketi tarafından satın alındıktan sonra berbatlaştılar. | Open Subtitles | الفريق أصبح سيئاً بعد أن اشترته شركة (داف) القاسية البخيلة |
| Her ne kadar doğru olsa da ben Duff Biracılığı temsil ediyorum ve bayım siz Pawtucket Patriot Ale'ın temsilcisi olarak fikir hırsızlığı ve patent ihlalinden dolayı dava ediliyorsunuz. | Open Subtitles | ليكن هذا كما ينبغي أنا أمثل مصنع جعة دف وأنت يا سيدي كممثل لـ باوتاكيت |
| Sayın Yargıç, Springfield vatandaşları ve Quahog'dan gelen ziyaretçiler müvekkilim Duff Biracılık apaçık bir şekilde fikir hırsızlığı kurbanıdır. | Open Subtitles | جلالتك مواطني سبرينجفيلد والزوار من كوهوج موكلي , مصنع جعة دف هو ضحية سرقة ثقافية فاضحة |
| Ama bu sadece Duff'ın tarifinin çalınmasıyla alakalı değil. | Open Subtitles | ولكن ليس فقط وصفة دف الرئيسية هي من سُرقت |
| Duff şimdiye kadar birlikte olduğum her kadından daha deneyimliydi. | Open Subtitles | دف عملية أكثر من أي شريك حصلت عليه أبداً |
| O zaman Charlie'ye rüyaların gerçek olduğunu gösterelim tıpkı Hilary Duff'ın bize öğrettiği gibi. | Open Subtitles | بعد ذلك نري تشارلي ان الاحلام مصنوعه من ماذا بنفس ماعلمتنا هيلاري دف |
| Duff, sence tepeden biraz fazla kesmiyor musun? | Open Subtitles | *دوف*؟ الا تَعتقدُ بأنّك تأَخْذ كثيرا جدا من اعلى ؟ |
| Duff bana para veremedi ama tavsiyede bulundu. | Open Subtitles | *دوف* لم يَستطعُ أَنْ يَعطيني مالَ , لَكنَّه بالتاكيد اعطانى نصيحة. |
| Bu Duff, sizin soygun saatinde onunla olduğunuzu söyler mi? | Open Subtitles | وهذا ال *دوف* سوف يَقُولُ بأنّك كُنْتَ مَعه في وقت السرقةِ؟ |
| Tek anlamadığım Duff'ın o bin doları nasıl bulduğuydu. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لَمْ أَفْهمْه هو كيف حصل *دوف* على 1000 دولار. |
| Çıldırmış olan sağ kolunu kontrol ederek yoldaşına zarar vermeden sadece Duff'ın koluna saldırıyor... | Open Subtitles | ... لقد تمكنت من السيطرة على ذراعها اليمنى شبه الهائجة ... مرت من امام صديقتها و ركزت ضرباتها على ذراع دوف |
| Yani şimdiden herhangi bir bela aramıyoruz demi Duff ? | Open Subtitles | ـ إذن ، لا نُعانى من أى مشاكل ـ حتى ذلك الحين ؟ دوفى |
| Bu akşam üç tane Duff adam çalışıyor. | Open Subtitles | ثلاثة دافمان يعملون في هذه المباراة الليلة. |
| Duff adam insanlara istediklerini verir. | Open Subtitles | دفمان يعطي الناس ما يردون |